Ülkemizin bereketli topraklarında ne eksen bitiyor, yetişiyor..!
Gel gör ki, Türk tarımı mevta olunca işte böyle zehir-zemberek alternatifler üretildi!
Olacağı buydu; sonunda sırım sırım, sırık sırık kenevirler iştaha geldi.
Mübarek topraklarımız ne bilsin ki keneviri… Mısırı, soyayı, pamuğu.. Atılan tohumu boş çevirmiyor; bire on veriyor… Hele bir de ‘doğal gübre’ yedirdiysen, bu topraklarda boy vermeyecek, ‘ışkın’ salmayacak bir ürün yok gibidir…
Gazetelerde kenevir operasyonlarıyla ilgili haberler artınca araştırmaya başladım; meğer bu ne muhteşem bir ürünmüş… Zehir olarak kullanılmadıkça tabiî ki…
İsrail’den ithal edilen gübrelerin toprağımızı yakın gelecekte tamamen nasıl zehirleyip verimsiz hâle getireceğini bilmeyen yoktur sanırım… Yine İsrail’den ithal edilen tohumların Türk çiftçisinin başına ne çoraplar ördüğünü ve öreceğini de halk olarak hepimiz biliyoruz.
Benim derdim şimdi başka. Kenevire kafayı takmış durumdayım…
Haksız mıyım; her hasat mevsiminde jandarmaya ve polise angarya iş çıkar… O tarla senin bu tarla benim; operasyon üstüne operasyon!
Yoğun tempo hasada başlayan jandarma ve polis, koskoca hasat dönemlerinde tarlalardan çıkamaz olur… Olmasına olur da bir etkili-yetkili çıkıp “Nasıl ve niye böyle oldu?!” diye aklına-mantığına ve dahi yüreğine sormaz!
İnsan “Neler oluyor böyle memlekette, biz ne kadar saftirikmişiz..!” demekten kendini alamıyor.
Keneviri tarlada, dağda, bayırda, bağda - bahçede görsek, yabani ot zannederiz, üstüne basıp geçeriz. Hatta ineğimiz, koyunumuz ve keçimiz varsa, bir tutam derleyip yediririz. Sonrası malûm… İnek sarhoş, sütünü içen mayhoş!
Neyse efendim, bu kenevir haberleri çıktı çıkalı biz de bu sarhoş otunun varlığından haberdar olduk. Şimdi ne oldu da böyle oldu? Çiftçimiz ‘helâl mahsulden’ para kazanamaz mı oldu da ‘haram ot yetiştiriciliğine’ soyundu? Ha, bir de bunu yapanlar, yani kenevir çiftçileri önceden mısır, soya, pamuk, fıstık ekmiş olmalı… Çünkü kenevir de en nihayetinde bir mahsul, bir ot, bir bitki… Su ister, gübre ister, çapalamak ister.. Kenevir de bakım ister. Bu işleri bilmeyen keneviri kenefe dönüştürür, beş kuruş kazanamaz.
Kenevir denen zıkkım, ta Hint’ten gelmiş… Cinsiyeti bile varmış, dişiymiş!
Jandarmanın - polisin dişi Hint Keneviri hasadı aralıksız yıllardır sürüyor.
Bu durumda nasıl bir dilekte bulunulur, ne denir ki?
Allah bereketini artırsın mı diyelim?
Hint kenevirinin dişisini bulmaya buldunuz; erkeğini de yakalayın!
Şimdi sorarım size: Jandarma – polis ne yapsın ki!?
Kenevir üretimini serbest bırakın ki, herkes bu işten köşeyi dönsün!
Türk çiftçisini ‘kaçak kenevir’ tüccarı yapanlar utansın..!
Kenevir gerçeğini araştırın lütfen…