Hasan kuzenim bir âlem adamdır; her anlattığı olayda gülerim. Bir gün köye iki orman memuru gelip Hasan’a bir yayladan 150 metrekare yer düştüğünü müjdeledi. Sevinçten ne yapacaklarını bilemediler ve hemen imza attılar. Ancak üç ay sonra bir mahkeme celbi aldılar. Mahkemede, Songül’ün ormanlık alanı işgal ettiği için 5 bin TL ceza kesildiğini öğrendiler. Tapu beklerken ceza yemişlerdi. Allah devletimize zeval vermesin!

Kuzenim Hasan bir âlem adam. Komik mi komik… İnsanda cinayet ve intihar hisleri uyandıran olayları bile anlatırken onu dinlemeye bayılıyorum.

Köye gittiğimde o anlatıyor ben gülüyorum, ben gülüyorum o anlatıyor.

Birkaç yıl önce... Yine aynı tarzda, başına gelen trajikomik bir olayı anlatırken gülme krizlerine girdim, fakat sonunda konunun vahametini anlayınca fena halde kızdım, sinirlendim, öfkelendim. Kime mi? Tabiî ki sisteme..!

Halamın oğlu Hasan anlatıyor…

“Köye iki orman memuru geldi, Orman Müdürlüğünün dört çarpı dört aracıyla... (O adam buralarda bir yerlerde oturuyormuş, onun evi nerede?) diye beni soran memurlara evimi tarif ettim. Şuradan aşağıdaki yola sapınca ilk ev benim, dedim.. Adamlardan biri sinirlendi (Kardeşim, senin evini değil Hasan Solak’ın evini soruyoruz) diye çıkıştı. Ben de onlara dedim ki, (Bu köyde iki değil sadece bir Hasan Solak var, o da benim..) Adamlar projektör görmüş tavşan gibi dondu kaldı öylece... Ne diyeceklerini, ne yapacaklarını şaşırdılar. Eşimin adını teyit ettirdiler. Evet dedim, Songül benim eşim, n’oldu ki, niye sordunuz, dedim. Amanos Dağlarındaki bir yayladan bahsettiler, ben konuyu anlamadım. Songül’ü aradım hemen yanımıza koştu geldi. Yaylanın adını duyunca heyecanla atıldı (Evet biliyorum, dedemlerin yaylasıydı ) dedi. Memurlar müjdeyi verdi; söz konusu yayladan 150 metrekare yer düşmüş bizimkine. Sevinçten ne diyeceğimizi bilemedik. Ellerindeki kâğıtları imzaladık. Allah razı olsun, buyurun bir ayran falan içseydik, dedik.. (Teşekkür) ederiz deyip köyden aceleyle gittiler. Biz o gece sevinç ve mutluluktan uyuyamadık. Düşünsene dayıoğlu, piyango vurdu gibi bir şey oldu işte. Hiç aklımızın ucundan geçmezdi aha şu dağlardaki bir yayladan bize bir yer düşeceği. Allah devletimize zeval vermesin; işi sağlama almak için imza da attırdılar, artık orası üzerimize kayıtlı olmuştu...”

Hasan’ı muhtar aramış bu olaydan üç ay sonra... "Koşa koşa gittim", diyor Hasan.. Muhtar sarı bir zarf uzatmış.

"Tapudur bunun içindeki", diye düşünmüşler eşiyle. Evde açmışlar zarfı. Mahkeme celbi çıkmış zarfın içinden.

Hasan beni meraktan çatlatmak istercesine ağır ağır ve komik komik anlatmaya devam ediyordu..

“Ohh bee, çok şükür, mahkeme kararıyla yayla yeri üzerimize tapulanacak diye ikinci sevinci yaşadık evde..”

Mahkeme günü gelip çattığında Hasan ve Songül heyecandan bayılacak gibi olmuş..

Hâkim bir şeyler demiş, oradaki kâtip kızın biri de hızlı hızlı yazmış

Hâkim duruşma sonunda kararı okumuş.

“Songül Solak’ın ormanlık alanı işgal ettiği kendi beyanıyla anlaşılmış olup, 5 bin TL para cezasıyla...”

Hasan “Tapu” diyecek olmuş ama Hâkim’den okkalı bir azar işitmiş.

“Şurada durduğumuz yerde, hiç gitmediğimiz görmediğimiz yüz elli metrekare yayla yeri için orman işgalcisi olduk, beş bin lira da ceza yedik..” dedi Hasan, son olarak..

Allah devletimize zeval vermesin.