Yaşlılık, yalnızca fiziksel değişim değil, aynı zamanda toplumsal konumun da değiştiği bir süreçtir. Zamanla aile içinde geri plana atılan yaşlı bireyler, ilgi ve saygı görmek bir yana, adeta görünmez hâle gelir.
Yaşlılık nasıl bir süreçtir?
Zaman ilerledikçe yaşlılık, kaçınılmaz bir gerçek olarak hayatın bir parçası hâline gelir. Ancak bu süreç, sadece fiziksel değişimlerden ibaret değildir; bireyin toplum içindeki konumu da değişir. Hayatını evlatlarına ve torunlarına adayan birçok yaşlı, zamanla ilgi ve saygı görmek bir yana, adeta görünmez bir varlığa dönüşür.
Yaşlı bireyler aile içinde nasıl yalnızlaşır?
Bir zamanlar evin temel direği olan anne ve babalar, çocukları büyüyüp kendi yuvalarını kurdukça giderek geri plana atılır. Önce odaları değişir, sonra yaşam alanları daralır. Evde bir zamanlar onlara ayrılan geniş ve rahat odalar, zamanla torunların oyun alanına ya da depolama alanına dönüşür. Onların varlığı, evin içinde bir detay olmaktan öteye geçemez.
Yaşlıların duygusal ihtiyaçları neden göz ardı edilir?
Yaşlı bireylerin en büyük ihtiyaçlarından biri, duygusal bağlarını koruyabilmektir. Oysa zamanla söyledikleri sözler duyulmaz, verdikleri öğütler önemsenmez. Kahve içerken bile aile sohbetlerinde yok sayılmak, yalnızlık duygusunu derinleştirir. Sevgi ve ilgiden mahrum kalan yaşlılar, bir köşeye çekilerek iç dünyalarına kapanır.
Aile bireyleri yaşlıları neden unutuyor?
Günümüz modern hayatı, genç nesillerin koşuşturmacasında yaşlı bireyleri geri plana atıyor. Birlikte yapılan etkinliklerde yaşlılara yer verilmez, onların varlığı çoğu zaman hatırlanmaz. Birlikte dışarı çıkılacağı söylense de, kapının önünde bekleyen yaşlı bir çift göz, arkasında kapanan kapıyla baş başa kalır.
Torunlarla olan bağ nasıl kopuyor?
Yaşlılar için torunlar, hayatta bir mutluluk kaynağıdır. Onları sevip koklamak en büyük arzularıdır. Ancak günümüz modern düşüncesi, yaşlıları mikroplu olarak görmeye başlıyor. Bebeklerini yaşlıların kucağına vermek istemeyen genç nesil, büyüklerini istemeden de olsa daha da yalnızlaştırıyor. Oysa bir zamanlar o yaşlı eller, kendi çocuklarını büyütürken aynı sevgi ve şefkati sunmuştu.
Yaşlılara nasıl davranılmalı?
Unutulmamalıdır ki her birey bir gün yaşlanacaktır. Bugün görmezden gelinen, dışlanan yaşlı bireyler, zamanında ailesi için her türlü fedakârlığı yapmış insanlardır. Onlara yalnızca fiziksel olarak değil, duygusal anlamda da destek olmak gereklidir. Yaşlılık bir yük değil, hayatın doğal bir evresidir ve her birey, yaşlılara saygı duyarak onların yalnız hissetmemesini sağlamalıdır.
Yazan: Nurten Yurtalan Çağıl.