Bu metin, ahlaksızlığın toplumları nasıl çöküşe sürüklediğini ve ahlakın toplumun temel yapı taşı olduğunu vurgulamaktadır. Türk milletinin kadim anayasası olan Töre’nin, ahlaka dayalı kurallar içerdiği ve ahlak olmadan dindarlığın anlamını yitirdiği belirtilmiştir. Metin, dindarlığın yanı sıra ahlaklı nesiller yetiştirmenin toplumun geleceği için hayati önem taşıdığını ifade etmektedir.

Ahlaksız Toplumlar ve Ahlakın Önemi

Toplumların tarih boyunca karşılaştığı en büyük tehlikelerden biri ahlaksızlık olmuştur. Ahlaksızlığın toplumları nasıl çöküşe sürüklediği, kutsal metinlerde ve tarihi kayıtlarda sıkça vurgulanır. Lut, Semud ve At kavimlerinin akıbetleri bunun en açık örneklerindendir. Bu kavimlerin helak oluş sebeplerinin başında ahlaki çöküntü gelir. Ahlak, bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için en temel yapı taşıdır.

Türk Milletinin Kadim Anayasası: Töre

Türk milletinin kadim anayasası olarak bilinen Töre, başlı başına bir ahlak anayasasıdır. Töre’nin ilk maddesi, yaratıcı olan Tanrı’nın tek olduğunu ve kimsenin Tanrı’dan başka birinden yardım beklememesi gerektiğini belirtir. İlerleyen maddelerde ise anaya ve ataya tazim, yani saygı şart koşulmuştur. Töre’de, er kişinin ailesinden, malından ve pusatından (silahından) sorumlu olduğu, ailesini gözetmek ve haklarını korumakla yükümlü olduğu vurgulanır.

Genç kızların zorla evlendirilmesinin yasak olduğu Töre’de, kızın gönlünün razı olduğu kişiyle evlenmesi gerektiği ifade edilir. Bu kişi, bir han (hükümdar) bile olsa, zorla evlilik mümkün değildir. Ayrıca, bir erkeğin sadece bir kadınla evlenebileceği, bir evde iki kılıcın sığmayacağı belirtilmiştir. Boşanma hakkı, yalnızca erkeğe değil, kadına da verilmiştir. Yalan söylemek ve hırsızlık yapmak Töre’de kesinlikle yasaklanmış, hırsızlık yapanın ya malıyla ya da canıyla bedel ödeyeceği belirtilmiştir. Irza musallat olmanın (tecavüz) cezası ise ölümdür.

Töre’nin diğer bir önemli maddesi de "Bir Tanrı, bir hakan, bir devlet" ilkesidir. Bu ilkeye göre, Türk milletinin birliği ve bütünlüğü korunmalıdır. Töre, "Kim ki Töre’ye uyarsa, kutlanır; kim ki uymazsa, katlanır" şeklinde bir sonuca bağlanmıştır. Bu yasa, Türk milletinin kadim anayasası olarak kabul edilir ve İslam dini indirilmeden yaklaşık 1000 yıl önce Göktürk ve Orhun Kitabelerinde taşa yazılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışmaları ile bu kitabeler koruma altına alınmıştır ve günümüzde de merak edenler tarafından ziyaret edilebilmektedir.

Töre Ahlak Anayasası mı?

Töre, ahlak üzerine kurulu bir anayasa olarak kabul edilebilir. Din, ahlak üzerine inşa edilir; ahlak olmadan dinden bahsetmek mümkün değildir. İslam dini de, diğer semavi dinler gibi, güzel ahlakı öğütler. Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), Veda Hutbesi'nde "Ben yalnızca güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" diyerek, ahlakın İslam’ın temel öğretilerinden biri olduğunu vurgulamıştır.

Allah, gönderdiği tüm semavi dinlerde güzel ahlakı öğütlemiş, ahlaksızlığı yasaklamıştır. Ancak günümüzde, ahlaksızlığın yaygınlaştığı toplumlarda dindarlık adı altında birçok yanlış uygulama görmekteyiz. Bu noktada sorulması gereken can alıcı soru şudur: Ahlaksız bir dindarlık olur mu? Müslüman haram yer mi? Müslüman bir ülkesinde namus bu kadar ayaklar altına alınır mı? Ana baba huzur evine gönderilir mi? Fuhuş yasal olarak serbest bırakılır mı? Vatan hainliği rağbet görür mü?

Ahlaklı Nesiller Yetiştirmek

Bu soruların yanıtı, dindarlığın yanında ahlakın da ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Toplumların sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi ve varlığını sürdürebilmesi için sadece dindar değil, aynı zamanda ahlaklı nesiller yetiştirilmesi gerekmektedir. Ahlak, toplumu ayakta tutan en önemli unsurlardan biridir ve gelecek nesillerin de bu bilinçle yetiştirilmesi elzemdir.

Töre’de olduğu gibi, ahlaklı bir toplum inşa etmek,Türk milletinin geçmişteki gücünü ve birliğini korumanın en temel yoludur.