Bu şiir, geçmişin sade ve zorlu yaşam koşullarında bile nasıl mutlu olabildiğimizi anlatır. Kırsal hayatın getirdiği huzuru, imece usulü çalışmanın dayanışmasını ve basit yaşamın içindeki derin mutluluğu yansıtır. Zorluklara rağmen, o günlerin huzurunu ve insan ilişkilerinin sıcaklığını hatırlatır.

Bir Varmış Bir Yokmuş: Geçmişin Mutluluğunu Anlatan Bir Şiir

Geçmiş zamanlarda, hayatın zorluklarıyla başa çıkarken bile huzuru bulduğumuz o günleri hatırlamak, nostaljik bir özlemle doludur. Bu şiir, kırsal yaşamın basit ama derin mutluluğunu, çalışmanın getirdiği tatmin duygusunu ve komşuluk ilişkilerinin sıcaklığını yansıtır.

Hayatın Sadelikleri ve Mutluluk

Eskiden peynirli dürümle karın doyurur, tarlada tırpan sallardık. Güneşin kavurucu sıcağı altında ter içinde kalırdık, ama yine de mutluyduk. Akşamları yorgun bedenlerle yatağa düşer, sabahın ilk ışıklarıyla uyanırdık. Gün boyu çalışmanın ardından, patatesi ateşe gömer, günün yorgunluğunu atmak için dinlenirdik. Gözümüz yorgunluktan kapanırken bile, içimizde bir huzur vardı.

Köy Yaşamının Güzellikleri

Her işimizi imece usulüyle yapardık; komşular, akrabalar bir araya gelir, işlerin üstesinden gelirdik. Geceleri ateşin başında toplanır, sobamızın sıcaklığıyla ısınırdık. Her şeyimiz azdı belki, ama o az olanı paylaşmayı bilir, bundan mutluluk duyardık. Çamurdan yapılmış evlerimizde, basit yaşamlar sürerdik ama huzurumuz yerindeydi.

Doğanın İçindeki Hayat

Her dağda bir yaylamız, her yaylada bir obamız vardı. Bahçelerdeki meyveleri çocuklar hırsız gibi toplar, büyüklerimiz eşeklerle dağlardan odun getirirdi. Ulaşım aracımız kağnı, odun yükümüz eşek olurdu. Vücudumuzda yorgunluğun izleri, başımızda fakirliğin derdi vardı ama yine de mutluyduk.

Yokluk İçinde Huzur

Fakirlik vardı belki ama başımızda dert yoktu. Gelen misafire her zaman güler yüzle hizmet eder, yaşa bakmaksızın herkesle eşit davranırdık. Parasızlıktan herkes kurban kesemezdi ama bu bile bizi mutsuz etmezdi. Herkes birbirine saygı gösterir, küçük büyük demeden herkesle paylaşırdık. Geçmişin o zor günlerinde bile, huzuru bulmuş, mutluluğu yaşamıştık.

 Bu şiir, geçmişin basit ama dolu dolu yaşanan günlerini, o günlerin mutluluğunu ve huzurunu hatırlatır. Zorluklarla dolu olsa da, insanın içindeki mutluluğu kaybetmediği o zamanları anlatır. Bu şiirle, hayatın en basit anlarında bile nasıl mutluluk bulunabileceğini keşfederiz.

ŞİİR ZAMANI

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

Yerdik peynirli dürümü.sallardık tırpanı.

Öğlenin sıcağında çıkardı kafanın dumanı.

Harmana getirip sürerdik sapı samanı.

Ama yinede mutluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Güneş altında su gibi akardı terimiz.

Yılan derisi gibi gavlardı sıcaktan derimiz.

Akşam yatakta sır sır sızlardı her bir yerimiz.

Yinede mutlu yaşardık o zaman.

  ***   ***   ***

Horoz ötümünde gider akşama dönerdik.

Akşam öğünü için patetesi ateşe gömerdik.

Gözümüz yatakta kalır mum gibi sönerdik.

Yinede mutluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Bir yanda bostan,ırğatlık,harmanı yaylası.

Azzik götürenin elinde helke.sırtında balası.

İmece ile iş yapadı komşusu dayısı halası.

Yorgunduk ama mutluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Go sabunla çıkarırdık sırtımızın kirini.

Bir yerimiz ağrısa alıp getirirdik birini.

Doktor yerine kullanırdık aspirini gırıpini.

Yinede mutluyduk o zaman

  ***   ***   ***

Her dağ’da vardı yayla denen obamız.

Akşam olunca meşeyle dolardı sobamız.

Baş köşede otururdu ana babamız.

Yinede mutlu yaşardık o zaman-

  ***   ***   ***

Kerpiçden taştan olurdu evin duvarı.

Yan odadaki ahıra dıkardık malı davarı.

Su değirmeninde üğütürdük unu zavarı.

Yinede çok mutluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Azıcık aşımızla ağrımazdı başımız.

Bir misafirimiz gelse eğilmezdi kaşımız.

Gelene hizmet vardı farketmezdi yaşımız.

Yinede çok mutlu olurduk o zaman.

  ***   ***   ***

Altımızda ottan döşşek üste mitil yorgan.

İşin yoksa çedeneyi islat döğ yap çul urgan.

Parasızlıktan herkes kesemezdi kurban.

Fakirdik ama mutluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Büyükler eşşek’le odun getirirdi dağdan.

Çocuklar hırsızlık yapardı bahçeden bağdan.

Haberimiz bile olmazdı günden aydan.

Yokluk vardı ama huzurluyduk o zaman.

  ***   ***   ***

Ulaşım aracı olarak eşşekle kağnımız.

Gıkımız çıkmazdı çalışırken yansa canımız.

Sopa yemiş gibi ağrırdı her bir yanımız.

Yinede mutluyduk o zamanlar.

Selim CEVHER