Bu güzel şarkının söz yazarı, rahmetli Zeki Müren'in ta kendisidir. Antalya'da, Derya Motel'de yıllarca süren sohbetlerimizde, onun derin duygularını ve gözyaşlarını paylaşan ender insanlardan biri oldum.
Bir gün, Derya Motel'in falezlerindeki kameriyelerden birinde, cumartesi akşamüstü viskisini yudumlayarak bir şeyler karaladığını gördüm. Neler yazdığını sorduğumda, sus işareti yaparak viski şişesini önüme uzattı.
Yaklaşık iki saat sonra, resepsiyon görevlisi yanımıza çok yakışıklı biriyle geldi. Zeki Müren, hemen ayağa kalkarak "Hoş geldin üstadım, bir şeyler karaladım bir bakar mısın?" dedi.
Gelen kişi, sonradan öğrendiğim üzere Selahattin İnal üstatmış. Üstat, karalamayı inceledi ve olumlu bakışlarla yanında getirdiği kemanını çıkardı. Yavaş yavaş, beste ortaya çıkmaya başladı ve ben de bu sürecin ilk dinleyenlerinden biri oldum.
Sabah ezanı okunurken, Zeki Müren üstadına dönerek "Hocam, bunun bestekarından kimseye söz etmemeni rica ediyorum.
Aynı 'ahımı ve hicranımı gizli tuttuğum' gibi o da gizli kalsın" dedi. Bana da kimseye bahsetmemem için üç sefer yemin ettirdi. Bu unutulmaz anı, 1968 Eylül ayına aittir ve Zeki Müren'in derin duygularının bir yansımasıdır.