İzmir Selçuk'ta yaşanan trajik olay, beş masum kardeşin yangın nedeniyle hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı. Ailenin zor koşulları içinde yaşaması, çocukların korunması için hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Babalarının cezaevinde, annelerinin ise geçimini hurdacılıkla sağlamaya çalıştığı bu çocuklar, yalnız kaldıkları sırada çıkan yangında hayatlarını kaybetti. Çocukların, devrilmiş bir sobadan çıkan alevlerin sardığı evde mahsur kalması ise kamuoyunda büyük bir tepki yarattı.
Ekonomik Zorluklar ve Desteksiz Bırakılan Aileler
Olayın ardından çocukların aile tarafından devlet himayesine alınma teklifinin daha önce reddedildiği ortaya çıktı. Sosyal Hizmetler ve uzmanlar, bu tür ailelerin sadece ekonomik destekle değil, sosyal ve psikolojik desteklerle de güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, olayda bir ihmal olup olmadığının araştırılacağını belirtti. Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel ise tüm kamu kurumları ve vatandaşlar olarak böyle bir felaketi önleyemedikleri için öfke ve sorumluluk hissettiklerini ifade etti.
"Kapının Kolu Çıkartılıyordu": Olayın Tanıkları ve Yetersiz Müdahale
Komşu Esma Şahin, annenin, çocukları evde yalnız bırakırken kapıyı dışarıdan kilitlediğini belirtti. Çocukların kapıyı açmalarını önlemek amacıyla kapı kolunun çıkarılması ise olaya dair dikkat çeken ayrıntılardan biri oldu. Yangının ardından eve koşan komşular, dumanla kaplı ortamda çocukları kurtarmaya çalıştı. Ancak yoğun karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle üç çocuk olay yerinde, diğer ikisi ise hastanede yaşamını yitirdi.
Sosyal Yardımlar ve Aileye Yönelik Çalışmalar
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, aileye Sosyal Ekonomik Destek (SED) hizmeti kapsamında düzenli maddi yardım yapıldığını ve bu yıl içerisinde 18 kez ev ziyareti gerçekleştirildiğini açıkladı. Bakanlık yetkilileri, ailenin çocukları devlete vermek istemediğini, çocukları yanlarında tutmak için direnç gösterdiğini belirtti. Bu durum, sosyal hizmetlerin, ailelerin koşullarını iyileştirip çocukların kendi aileleriyle güvenli bir ortamda büyümelerini sağlamaya yönelik politikalar geliştirmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Uzmanlardan Uyarı: Çocuklar Aileleriyle Desteklenmeli
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nden Prof. Dr. Tarık Tuncay, böylesi bir olayın ardında yatan temel sebeplerin yetersiz sosyal destek sistemleri ve ekonomik zorluklar olduğunu belirtti. Tuncay’a göre, çocuk koruma hizmetleri sadece istismar vakalarıyla sınırlı kalmamalı; ekonomik olarak zorlanan ailelere daha geniş bir destek sunulmalı. Ailede yoksulluk ya da sağlık sorunları varsa, bu risklerin aileyle birlikte aşılabilmesi için daha sürdürülebilir çözümler sağlanmalı.
Çocuk Koruma Politikalarının Yeniden Şekillendirilmesi Gerekiyor
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey, yoksulluk nedeniyle çocukların ailelerinden ayrılmaması gerektiğini, bunun yerine aileye düzenli ziyaretler yapılarak destek verilmesi gerektiğini savunuyor. Tozbey, "Bu tür ailelere yönelik sağlık hizmetleri, çocukların eğitim imkanlarına erişimi gibi yardımlar sağlanmalı. Çocukların ailelerinden zorla koparılması yerine, ailelerin yaşam koşullarını iyileştirecek sosyal hizmet politikalarına ihtiyaç var," diyerek, ailelerin koşullarını iyileştirmenin çocukları korumak adına daha kalıcı çözümler getireceğine dikkat çekti.
Sorumluluğun Kime Ait Olduğu Sorgulanıyor
Olayın ardından birçok kişi ve kurum sorumluluğun paylaşıldığını hissederek, böylesi bir facianın önlenmesi için neler yapılabileceğini sorguluyor. İzmir’de beş kardeşin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu olay, yoksulluk ve çaresizlik içinde yaşayan ailelerin daha etkin bir şekilde desteklenmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.