LİTOTERAPİ (Taş Terapisi)
Mineral kristallerin enerjisinin insan vücuduna yayılarak organizmayı düzene sokması
sanatı ve bilimidir. Mineral kristallerin insan sağlığı üzerinde yaptığı etki hakkında ortaya
konan bilgiler, sübjektif ve objektif bilim alanlarında doğaya paralel, gerçekliği ispatlan-
mış nesnel bilgiler ve gerçekliği ispatlanamamış ancak genel kabul görmüş öznel bilgiler
olarak iki grupta incelenir. Mineral kristalleri ile tedavi konusu her zaman maddi çıkarlar
doğrultusunda ticari amaçlı kullanılmıştır. Bunun temel sebepleri birincil olarak uygulama
yöntemlerini bilmeyen insanları aldatma, ikincisi ise imitasyon taşların doğal oluşmuş gibi
satılarak gelir elde etmeye çalışılmaktır
Doğal Taşların Enerjisinden Dermal Yollarla Faydalanma Yöntemleri Görseli ().
Neolitik dönemde insanoğlu ölülerini kuvars kristalleri ile beraber gömdüğü görül-
mektedir. Ayrıca Şamanizm’in ilkel dönem ritüellerinde kristallerin büyüsel ve tılsımlı
özelliklerine atfettikleri doğal taşlardan faydalandıkları bilinmektedir. Kuvars Kristali,
Aventurin, Sitrin, Akik Taşı, Mor Yakut, Yeşim Taşı ve Sodalit gibi mineral kristallerin
insan sağlığı ve enerjisi üzerindeki etkileri çok uzun zamanlardan beri itibar görmüştür.
Bunun dışında faydalarına inanılan mineral kristallerinin şarj edilen suların tüketiminden
de faydalandığı gözlemlenmiştir
Bu yazımızda doğal taşları bazen değerli-yarı değerli taşlar, süstaşları veya mineral
kristaller olarak ifade edebiliriz. Bunun sebebi kullanım alanlarına göre farklılık gösterme-
sidir. Örneğin takı tasarımda daha çok değerli-yarı değerli taşlar, obje süslemede süstaşları,
sanayi sektöründe doğal taşlar ve mühendislik alanında mineral kristalleri olarak ifade
edilir. Genelden özele doğru sıralarsak eğer doğal taşlar> mineraller> değerli-yarı değerli
taşlar> süstaşları olarak düşünülebilinir
DOĞAL TAŞLARIN ÖZELLİKLERİ VE İNSAN VÜCUDU ÜZERİNE OLAN ETKİLERİ
Doğal taşlarla şarj edilen suların tüketimi ve saldığı enerji titreşimlerinin faydaları ile ilgili
teori vücudun ‘’Çakralar’’ adı verilen bölgelerine yaptığı etkileri öne sürülmektedir. Çok eski
Tibet inançlarından kaynak alınan bu teori Çakra merkezleri olarak bilinen bir sarmaldan
oluşmaktadır. Çakra Sanskritçede ‘’Tekerlek’’ anlamına gelen bir terimdir. Çakraların her biri
enerji merkezlerinde insanları dengeli bir şekilde kendilerini daha iyi hissetmelerine sebep olur.
Bahsedilen Çakralardaki her enerji merkezini etkileyen Doğal Taşlar bulunmaktadır
Şarj edilen bu Doğal Taşlar şarj edildikten sonra gerekli yöntemlerle enerji
bölgelerine denge sağlayacak şekilde bedensel harmoni oluşturmaya çalıştırılır
Çakralar, vücudumuzda bulunan yedi enerji düğüm noktasını ifade eder. Bedeni çevrele-
yen koruyucu manyetik enerji alanı aurayı oluşturur. Vücudumuzun omurga boyunca uzanan
çakra merkezleri varlığımızı, büyümemizi ve sağlığımızı da kapsayan çeşitli fonksiyonel kont-
rol ve hormonel sistemdeki salgı bezlerine etki eder. Güçlü elektrik alanlarını oluşturan bu
enerji merkezleri çakraların tıkanması sonucunda çeşitli rahatsızlıklara sebebiyet verebilir
BÜTÜNCÜL VE FONKSİYONEL TIP
Çakra Merkezlerini Temsil Eden Sanskritçe Sembolleri ve Renkleri, Kırmızı: (Koksigeal)
Kök Çakra, Turuncu: Sakral Çakra, Sarı: Solar Pleksus Çakra, Yeşil: Kalp Çakra, Mavi: Boğaz Çakra,
İndigo: Üçüncü Göz Çakra, Menekşe: Taç Çakra (mm).
Tablo 1. Mineral Kristallerin Enerji Özellikleri ve Etki Ettiği Çakra Merkezleri.
Kristal Sistem Renk
Işıması
Enerji
Özelliği
Etkilenen
Çakra
Trikilinik Kristaller
(Turkuaz, Rodonit) Menekşe Bütünleme Taç
Monoklinik Kristaller
(Azurit, Yeşim, Malahit,
Ay Taşı)
İndigo Nabız
Hareketi Üçüncü Göz
Orthorhombik Kristaller
(Olivin, Topaz,
Aleksandrit)
Mavi Koruma-
Kuşatma Boğaz
Tetragonal Kristaller
(Zirkon, Molidben,
Kalkopirit)
Yeşil Dengeleme Kalp
Heksagonal Kristaller
(Zümrüt, Akuamarin,
Apatit)
Sarı Büyüme
Canlılık Solar Pleksus
Kübik Kristaller (Elmas,
Lal Taşı, Florit) Turuncu Temel Sakral
Trigonal Kristaller
(Akikler, Ametistler, Kan
Taşı)
Kırmızı Enerji
Verici
Koksigeal
(Kök)
Taç Çakra, bağlı olduğu beyin ve epifiz beziyle evrensel enerjiyi vücuda alarak yaşa-
mımızdaki dengelemeyi sağlar. Temsil ettiği renk menekşedir.
Üçüncü Göz (Alın) Çakra, bağlı olduğu gözler, burun, beyincik, hipofiz bezi ve bellek
üzerinde yüksek benliğimize irtibatımızı sağlayan ve sezgilerimizin kaynağını oluşturan
enerji merkezimizdir. Temsil ettiği renk indigodur.
Boğaz Çakra, bağlı olduğu solunum organı, ses telleri, gırtlak ve troid bezi en fazla
etkilenen düşünce biçimimizi yönlendiren enerji merkezimizdir. Temsil ettiği renk mavidir.
Kalp Çakra, bağlı olduğu kalp, akciğer, pankreas, kan dolaşımı etki alanı sevgi iletişimi
ve alışverişini oluşturan enerji merkezidir. Temsil ettiği renk yeşildir.
Solar Pleksus Çakra, bağlı olduğu organ sindirim sistemi, karaciğer etkisiyle irademizi
ne şekilde kontrol edeceğimizi ve amaçlarımıza ulaşmakta yönlendirici enerji merkezini
temsil eder. Temsil ettiği renk sarıdır.
Sakral Çakra, bağlı olduğu ürogenitel sistem, böbrekler, ince bağırsak, metabolizma,
kollar, bedendeki sıvı akışı zihinsel olarak sınırlarınızı aşmanızı, önyargıları yıkmanıza,
keskin görüşlerden uzak ve esnek düşünürlüğü etkiyen enerji merkezidir. Temsil ettiği
renk turuncudur.
(TIBBİ JEOLOJİ-LİTOTERAPİ)
Koksigeal (Kök) Çakra, bağlı olduğu omurga, kemik sistem, hücresel faaliyetler,
adrenalin bezi, anüs etkisinde güven ve güvensizlik üzerinde etkiyen enerji merkezidir.
Temsil ettiği renk kırmızıdır.
Kuvars Kristalin insan vücuduna bağlı olmak koşulu ile bünyesinde bulunan negatif
enerjiyi vücuttan uzaklaştırmayı sağlar. Dolayısıyla Kuvars Kristalinin düzenli temizlenip
şarj edilerek insan vücudunda toplanan negatif enerji yükünün atılması sağlanabilir. Bu
süreçte mineral kristaller farklı formlarda negatif enerji biriktirerek faydanın tam tersi
yönünde negatif düşünce ve duygulara sebebiyette verebilir. Dolayısıyla kötü ve dengesiz
enerji yüklü mineral kristalleri deniz tuzuna gömülerek bekletilmesi sonucu bu olumsuz
enerjilerden arındırılarak kurtarılır (33,34).
Bazı bilinen şifalı mineral kristalleri; Turkuaz, Rodonit, Pirit, Kalkopirit, Malakit,
Kuvars, Azurit, Selenit, Olivin, Topuz, Kalsit, Elmas, Akik, Apatit, Zümrüt vb.
İlkel dönemlerin uygarlık seviyesi ve bilimsel bilginin henüz var olmadığı göz önünde
bulundurularak, insan sağlığına yönelik bir takım Geleneksel/Tamamlayıcı veya Konveksi-
yonel olmayan tedavi yöntemleri olarak tanımlanıp geliştirilmiştir. Bu bağlamda günümüz
bilimsellik düzeyi doğrultusunda Geleneksel/Tamamlayıcı tıp olarak kabul ettiğimiz
mineral kristallerle tedavi yöntemleri anakronistik olarak dönemin ‘’Pozitif Tıp’’ metodu
olarak tanımlanabilir. İlgili tıbbi metotların etkinliği günümüzdeki gibi kısa zaman dilim-
lerinde gerçekleşen deneysel ve bilimsel veriler doğrultusunda değil, doğanın gizemliliğinde
saklanan gerçeğin deneme yanılma metodu sonucunda uzunca süreçte ortaya konabilir.
Nitekim ilkel dönemlerde isimlendirilememiş doğada bulunan Doğal Taşlar döneminin
Pozitif Tıp verileri doğrultusunda ortaya konmuştur
KAYNAK:Prof. Dr. Yusuf Kenan HASPOLAT Prof. Dr. Vatan KAVAK