İnsan yaşadığı şehri sevmelidir.
Kentini sevmek, kendini sevmektir.
Ünlü edebiyatçımız Ahmet Hamdi Tanpınar’ın anlattığı 5 şehre; İstanbul’a, Bursa’ya, Konya’ya, Erzurum’a, Ankara’ya öykünüp “6. şehir benim şehrimdir” diyebilmek önemlidir.
Dağıyla, ovasıyla, havasıyla suyuyla cennet şehir Osmaniye’yi sevmek için pek çok sebep söylenebilir.
Osmaniye 3767km2 yüzölçümü ile büyük bir ildir.
Bu geniş arazi 458.782 nüfusa sahiptir. Türkiye’de 73m2’ye bir insan düşerken Osmaniye’de 118m2’ye bir insan düşmektedir. Nüfus yoğunluğu bakımından Osmaniye, Türkiye ortalamasının çok üstünde, 11. sırada bir ildir.
Yani Osmaniye sakin bir yaşam için arazi bakımından uygun bir ildir.
3767km2 arazinin %42’si yani yarıya yakını ormanlıktır.
Düşünün bir kere, gelişmiş ülkelerde kişi başına 25m2 orman düşerken, Türkiye’de kişi başına 9 m2 orman düşmektedir. Osmaniye’nin ormanı ise Türkiye’nin de, gelişmiş ülkelerin de üstündedir. Osmaniye’de kişi başına 30m2 orman düşmektedir.
3767km2 arazinin %39’u da tarım arazisidir.
Çukurova’nın devamı olan bereketli Osmaniye topraklarından çıkan Osmaniye fıstığı, Türkiye ihtiyacının %42’sini karşılamaktadır. Kırmızıturp, soya, mısır ve zeytincilikte de Osmaniye iddialıdır.
Bilindiği gibi her yıl Osmaniye’de Fıstık Festivali, Kadirli’de Turp Festivali yapılmaktadır.
Ayrıca, Osmaniye yolların kavşağında bir şehirdir.
Tarih, kültür ve doğa zengini Osmaniye’nin 150 yıllık yakın tarihine bakıp dudak bükülmemelidir.
Mersin odaklı Batı Çukurova turizmi, denizi ile desteklenmektedir.
Adana odaklı Orta Çukurova turizmi, sanayi ve ticaretle desteklenmektedir.
Osmaniye odaklı Doğu Çukurova turizmi de; Anavarza’dan Karatepe’ye, Kastabala’dan İsos’a, Payas’a kadar tarihi zenginliğinin yanı sıra doğasıyla desteklenmektedir.
Yani Osmaniye turizmi, Mersin’den ve Adana’dan kalası değildir.
Ve Osmaniye hızla sanayileşmektedir.
OSB’deki çalışmalar memnuniyet vericidir. Özellikle 5084 sayılı Teşvik Yasası ile verilen imkânlar Osmaniye sanayinin gelişmesi için önemlidir.
Osmaniye’nin sosyal ve ekonomik kalkınması için ihbar ettiğimiz gizli hazineler mutlaka keşfedilmelidir.
Osmaniye’yi sevmek, Osmaniye’de yaşamayı istemek için bunlar birinci derecede cazip sebeplerdir.
Öyleyse;
Bir Karatepe Kilimi gibi renkli ve güzel bu desen zedelenmemelidir.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle bu güzel Osmaniye’nin kıymeti bilinmelidir.
Gelecek güzel günler için Osmaniye’nin nazı çekilmelidir.
Uğruna can verilen bu şehre küsülmemelidir.
Biz bir kere sevdik diye,
Uğrunda can verdik diye,
Bu kadar naz, sitem niye?
Ah Osmaniye!