Geçen hafta Türkiye piyasasında BIST 100 endeksi %2.56 düşüşle kapandı, Dolar/TL ise %0.1 artış gösterdi. Cari fazla 4.324 milyar dolara ulaşarak olumlu bir ekonomik performans sergiledi. Ancak enflasyon beklentileri yüksek seyrini korurken, IMF kademeli bir iyileşme öngörüyor. TCMB’nin faiz kararı ve enflasyon beklentileri, piyasalardaki oynaklık üzerinde belirleyici olacak.

Geçen hafta Türkiye piyasası, küresel gelişmeler ve iç dinamiklerin etkisiyle düşüş trendini sürdürdü. BIST 100 endeksi haftayı %2.56 düşerek 8,876.22 puandan kapattı. Bu düşüş, piyasa katılımcıları arasında temkinli bir yaklaşımın sürdüğünü gösterirken, ekonomik belirsizlikler yatırımcı güvenini olumsuz etkiledi. Aynı dönemde Dolar/TL (USD/TRY) kuru, %0.1'lik hafif bir yükselişle 34.2834 seviyesinden işlem gördü. Doların bu sınırlı hareketi, TL üzerindeki baskının devam ettiğini, ancak belirgin bir dalgalanma yaşanmadığını işaret ediyor.

Teknik Analiz

Teknik analiz açısından BIST 100 endeksi, önemli destek ve direnç seviyelerine yaklaşmış durumda. Analistler, 8,870 ve 8,710 puan seviyelerinin güçlü destek noktaları olduğunu, bu seviyelerin kırılması durumunda daha derin bir düzeltme sürecinin başlayabileceğini öngörüyor. Yukarı yönlü hareketlerde ise 9,165 ve 9,300 puan seviyeleri, önemli direnç noktaları olarak dikkat çekiyor. Piyasanın bu direnç noktalarını aşabilmesi için daha olumlu bir ekonomik tablo ve yatırımcı güveninde toparlanma gerekmekte.

Türkiye’nin Cari Hesap Performansı

Ağustos ayında Türkiye’nin cari fazlası 4.324 milyar dolara ulaşarak önemli bir başarı kaydetti. Altın ve enerji hariç cari fazla ise 9.014 milyar dolar seviyesine çıkarak, Ağustos 2019'dan bu yana en yüksek aylık fazla olarak kaydedildi. Ayrıca, bu durum Türkiye'nin üst üste üç ay cari fazla verdiği nadir dönemlerden birine işaret ediyor. Bu gelişme, dış ticaret dengesi ve ihracatın olumlu etkilerinin devam ettiğini, enerji maliyetlerindeki düşüşlerin de cari fazlaya katkı sağladığını gösteriyor. Ancak, bu performansın sürdürülebilirliği, global enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve iç talep dinamiklerine bağlı olacak.

Enflasyon Beklentileri ve IMF Görünümü

Enflasyon cephesinde, TCMB'nin piyasa katılımcıları anketine göre yıl sonu TÜFE beklentisi %44,11’e yükselmiş durumda. 12 ay sonrasındaki enflasyon beklentisi ise hafif bir düşüşle %27,44’e gerilemiş bulunuyor. Uzun vadeli beklentiler de umut verici; 24 ay sonrası enflasyon beklentisi %18,08’e düştü. Ancak bu iyimser tabloya rağmen enflasyonun halen yüksek seyretmesi, fiyat istikrarı konusunda ciddi zorlukların devam ettiğine işaret ediyor.

IMF’nin Türkiye ekonomisi hakkındaki 4. Madde istişareleri raporunda da enflasyonda kademeli bir düşüş öngörülüyor. IMF, Türkiye’nin 2024'te %3, 2025'te %2,7, 2026'da %3,2 büyüme performansı göstereceğini tahmin ediyor. Uzun vadede işsizlik oranının da gerileyerek 2029'da %9,2’ye düşmesi bekleniyor. Enflasyonun ise 2023'te %43, 2025'te %24, 2026'da %17,2’ye düşeceği, 2028-2029 yıllarında %15 seviyelerinde sabitleneceği öngörülüyor.

Piyasa Beklentileri ve Haftalık Gündem

Önümüzdeki hafta, Türkiye ekonomisine dair önemli veriler açıklanacak. Salı günü bütçe dengesi, Çarşamba günü konut fiyat endeksi, Perşembe günü ise TCMB Para Politikası Kurulu'nun faiz kararı açıklanacak. Bu veriler, piyasalarda dalgalanmalara neden olabilir. Özellikle TCMB’nin faiz kararı, yatırımcıların en fazla dikkat ettiği konuların başında geliyor. Yüksek enflasyonla mücadelede faiz politikası kritik rol oynarken, gayrimenkul satış verileri de konut sektöründeki durgunluğun seyrini ortaya koyacak.

Genel Değerlendirme ve Strateji

Türkiye piyasasında devam eden oynaklık, yatırımcıların daha temkinli hareket etmesini zorunlu kılıyor. Teknik analizdeki kritik destek ve direnç seviyeleri yakından izlenirken, makroekonomik gelişmeler ve global piyasalardaki dalgalanmalar yatırımcıların karar süreçlerini etkileyecek. BIST 100 endeksinin kısa vadede direnç seviyelerini aşması, ekonomik reformlar ve küresel piyasalardaki toparlanmaya bağlı olabilir. Döviz kurları tarafında ise TL’nin üzerindeki baskının devam etmesi bekleniyor.

Önümüzdeki dönemde TCMB’nin faiz politikası, cari fazla performansı ve enflasyon beklentileri gibi makroekonomik göstergeler piyasaların yönünü belirleyecek en önemli unsurlar olacak. Yatırımcılar, kısa vadede dalgalanmalara karşı dikkatli olmalı ve uzun vadeli stratejilerde makroekonomik verileri göz önünde bulundurmalıdır. Özellikle enflasyonla mücadele, kur dengesi ve büyüme politikalarının başarıya ulaşması, piyasalarda uzun vadeli bir istikrar sağlayabilir.

Not:Bu bilgiler yatırım tavsiyesi değildir