Taşdelen, şehitlere Allah'tan rahmet kederli ve bir o kadarda gururlu ailelerine baş sağlığı diledi.
Terörün bütün unsurlarıyla topyekun mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Taşdelen, şunları kaydetti:
“Kırk yıldır aynı acıyı yaşıyoruz, aynı problemle karşı karşıyayız, aynı düşmanların beslediği, aynı kuklalara karşı savaşıyoruz. İlk günden beri, terörle mücadele edilmesi için yapılması gerekenler aynı. Bunun için bende bir kez daha aynı cümleleri tekrar edeceğim.
Terörün bütün unsurlarıyla topyekün mücadele etmezsek; Meclis'te, belediyelerde, sözde meslek kuruluşlarında, basında terör propagandası yapılmasına, terör örgütü mensuplarına hak ettiği cezaları vermezsek; terör örgütleriyle mücadele eden güvenlik güçlerimize, şehitlerimize, gazilerimize, şehit ailelerimize haksızlık yapmış oluruz. Daha kötüsü, ülkemize, milletimize, gelecek nesillerimize kötülük yapmış oluruz. Bunu bir intikam hissiyle söylemiyorum. Hukukun varlık sebebi intikam değildir. Hukuk, o hukuku uygulayan toplumu korumak için vardır. Cezalar, öncelikle, suç işleyenleri tecrit ederek toplumu suçludan korur.
Ama ceza aynı zamanda, caydırıcılığı ile, suçun yeniden işlenmesine engel de olmalıdır.
En korkunç terör suçlarını işleyenlerin, cezaevinde keyif yaptığı bir ülkede, terörle mücadelenin başarılı olması mümkün değildir. Terör örgütü mensuplarının, Meclis'te her gün devlete, millete, hukuka meydan okuduğu, terör Örgütü'nün sözcülüğünü yaptığı şartlarda, terörle mücadelenin başarılı olması hiç mümkün değildir.”
Taşdelen, terör örgütünün talimatıyla kurulan ve yönetilen bir partiye, devletin bütçesinden yüz milyonlarca lira vererek, terörle mücadele etmek mümkün olmadığını vurguladı.
Bu duruma derhal son verilmesi gerektiğini dile getiren Taşdelen, “PKK'nın partisinin eş genel başkanı çıkmış hadsizce ve onursuzca devleti, hükümeti ve milleti tehdit ediyor; sözde Kürt sorunu çözülmezse, talepleri kabul edilmezse Trabzon'daki de Tekirdağ'daki'de rahat edemezmiş. Bre densiz, millet, bayrak ve ezan düşmanı. Sen kimsin ki millete, bu devlete parmak sallıyorsun. Bugünün konforlu şartlarında böyle konuşabiliyorsun. Ama o kadar rahat ve emin olma, Gün gelir devlete başkaldıran bölücü hain dedelerinin akıbetini yaşarsın. Bunu da aklından sakın çıkarma.!”
Taşdelen, hukukun gereğinin derhal yapılmasını, siyasi parti gruplarını, Anayasa Mahkemesini, görevlerini yapmaya davet etti.
Taşdelen, “Nedir o görev diyenlere de söylüyorum ki, hainlere müsamaha göstermeyin. Hak ettikleri cezaları verin. PKK'yı meclisten çıkarın ve her noktadan temizleyin.
Bilmeyenler olabilir, şimdi ben söyleyince öğrensinler: Şehitlerimiz, "vatan" dediğimiz bu toprakların gerçek sahipleridir. "Araziyi" Vatan yapan, o toprağa dökülen şehit kanıdır.
Şehitlerimizin aileleri, "Şehit ailesi" oldukları günden itibaren, artık hepimizin ailesidir.
Bununla birlikte, şehit ailelerinin onurlarını korumak, şehitlerimizin uğruna can verdiği "devlet" in görevidir. 50 yıldır gazeteci kılığında aramızda dolaşan bir Soytarının şehit ailelerine hakaret etmesine, "sen kimsin" diyerek parmak sallamasına bahsettiğimiz, bizim kutsal olduğuna inandığımız bir devlet izin veremez. Herkesi uyarıyoruz; Devlet, bu konuda görevini yapmazsa, " Millet"in gereğini yapmasının sorumlusu olur. Ve şehidimizin ailesine hakaret eden gazeteci kılıklı terörist sevicisine diyoruz ki; aklını başına al yoksa Alperenler aklını alır. Şaşırıp da bize nerede olduğumuzu soranlara da peşinden söyleyelim:
Biz; Bağımsız, hür, bir ve bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanındayız ve onu korumak için gerekirse dün olduğu gibi bu günde hayatlarımızı seve seve feda edeceğiz” ifadelerini kullandı.