Bunlara da Hazırmısınız!?

1) Ortalama gelire sahip insanların kentlerde konut edinme dönemi kapanıyor. Bu, aşağı yukarı Londra, Paris, Amsterdam gibi kentlerde de böyle oldu. Kent merkezleri artık sadece zenginlere aittir.

2) Salon/salomanje büyük konutlarda oturma lüksü tarihe karışıyor. Bu da Japonya başta olmak üzere Asya ülkelerindeki durumdur. 50-60 m2 konutlarda, sıkış tepiş yaşanmayı öğreneceğiz. 3+1, 4+1 gibi geniş konutlar artık tarihe karışacak. 1+1 evlerde 4 kişi yaşamayı da öğreneceğiz.

3) Misafir odası/oturma odası kavramı tamamen kaybolacak. Orta sınıf aileler çocuklarına bir odayı paylaşmayı, ranzada yatıp kalkmayı öğretmek zorunda kalacak. İleride daha düşük gelirli aileler için mutfağı, çamaşır odası, hatta belki de tuvaleti ortak konutlar inşa edilecek.

4) Mobilya, beyaz eşya, elektronik eşya sahipliği de azalacak. Yoksul ailelerin çoğu, komünal yaşam tarzına dönmek zorunda kalacak. Orta gelir grubu için Araba sahipliği 10 yıl içinde tamamen imkansız olacak ve ortadan kalkacak.

Türkiye geçen yüzyılda sosyalist model ve uygulamaları beğenmedi. Rant ve hizmet ekonomisiyle Amerikan yaşam tarzını sürdürebileceğini zannetti. Kibirli bir tavırla "Sovyet modeli çirkin konutlar" diye küçümsenen sosyal konutlar bile bugün hayal ufkunun ötesinde. Ne bunları inşa edebilecek arsa kaldı, ne kamucu/sol seçenek, ne de bu ölçekte bütçeleri finanse edecek kaynak var artık. Sahte cennet sürdürülemezdi, sürdürülemedi.

Gençlerin işi çok zor.

  1. Kentlerin Dönüşümü: Kentsel yaşamın gelecekteki yüzü, ortalama gelirli bireylerin kent merkezlerinde konut edinemeyecekleri bir durum olabilir. Bu durum, dünya genelindeki büyük metropollerde, örneğin Londra, Paris ve Amsterdam gibi yerlerde zaten gözlemlenmektedir. Bu durumda, şirketlerin çalışanlarına konut sağlama veya ulaşım imkanlarını iyileştirme gibi çözümler üzerinde düşünmeleri gerekebilir.

  2. Konut Boyutları: Büyük konutlarda yaşama dönemi sona eriyor. Asya'daki örnekleri takip edersek, gelecekte daha küçük konutlarda yaşamayı öğrenmemiz gerekebilir. Bu durumda, şirketlerin çalışma alanlarını ve ofis düzenlemelerini bu yeni yaşam tarzına uygun hale getirmeleri önemli olabilir.

  3. Konut İçi Yaşam: Misafir odası veya oturma odası gibi kavramlar tamamen kaybolabilir. Çocuklarına bir odayı paylaşmayı ve ranzada yatmayı öğreten aileler olabilir. Bu durumda, şirketlerin çalışanlarına daha esnek çalışma saatleri veya evden çalışma imkanları sunmaları gerekebilir.

  4. Sahiplik Kavramı: Mobilya, beyaz eşya, elektronik eşya sahipliği gibi kavramlar azalabilir. Bu durumda, paylaşımcı ekonomi ve kiralama modeline daha fazla yatırım yapmanın önemi artabilir.

  5. Sosyal Konutlar: Türkiye'de sosyal konut modeli genellikle olumsuz bir bakış açısıyla ele alınmıştır. Ancak, bu tür konutların sağladığı avantajlar ve fırsatlar üzerinde yeniden düşünülmesi gerekebilir.

  6. Sürdürülebilirlik: Sahte bir cennet sürdürülemez. Bu durumda, şirketlerin sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalar üzerine daha fazla odaklanmaları önemli olabilir.

Sonuç olarak, gençlerin ve gelecek nesillerin karşı karşıya olduğu zorlukları anlamak ve bu zorluklara uygun çözümler üretmek, yöneticilerin en önemli görevlerinden biri olmalıdır.

kaynak:Sosyolog Tuncer Şengöz