31 Mart yerel seçimleri öncesi değerlendirmelerde bulunan Atik, iyi bir lider olunmak isteniyorsa iç, dış, duygu, düşünce ve davranışın bir olması gerektiğini söyledi. Sırf kadın oldukları için ötekileştirildikleri bir coğrafyada bunun mücadelesini verdiklerini belirten Atik, "Kadınlar gelmiyor, kadınlar katılamaz gibi cümlelerle fetva verip her türlü çabanın önüne set kuranların önünü açıp, öte yandan kadın haklarını ve Atatürkçülüğü kullanarak aday adayı olanları destekleyen genel başkanın tanıdığı ya da MYK’dan birisinin arkadaşı, dostu, ailesi veya bir bağı varsa aday oluyor. Gecenin bir yarısı, genel merkezi basıp, netleşen adayları bile değiştirebiliyorlar” dedi.
Atik, şöyle konuştu:
“Anlatacak ve konuşacak çok şey var. Önümüze bakma ve güçlenme zamanı diyerek ayağa her kalkışımızda çöküşümüz biraz daha acıtıcı oluyor. Siyaset kirlidir deyip işin içinden çıkanlara ne demeli? Siyasetin amacı ise makamları gereksiz doldurup, yapışıp kalmak değildir. Halka hizmet sunmaktır. Milletvekili olmuş, PM’ye girmiş, MYK’ya girmiş insanları belediye başkan adayı olarak göstermek hiç doğru değildir. Bu tüm partiler için geçerlidir. Siyaset ayrı bir şey, belediyecilik ayrı bir şeydir. Kısacası kirli olan siyaset değil, kirli olan siyaset yapanların kalbidir.”
“Değişim değişim diye öncülük edenlerin değişim sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, ideolojik, politik ve yapısal olarak tepeden tırnağa bütün partiyi kapsama alanına almak zorunda değil midir?” sorusu üzerine Atik, “Öyle oldu mu? Olmadı. Hançer meselesine hiç girmiyorum. Zira, hançeri de geçtik ortalık kılıç kalkan. Sayın Özel adaylarla görüşmeme kararı almış. Güleyim mi ağlayayım mı. İnsan beraber çalışacağı arkadaşlarını tanımak istemez mi? Bu neyin kafası? O zaman çık ortaya ’Benim adaylarım belli’ de, insanları yorma. Aday olmak için yatırılan harçlar ve ayrıca bağış adı altında alınan ikinci harçlar da belki bir öğrencinin bursu olurdu” karşılığını verdi.
