Gaziantep’te adliyede görevli bir katip olan Muhammed K., FETÖ dosyalarında usulsüzlük yaparak sahte evrak düzenleme faaliyetleriyle dikkat çekti. Olay, katibin geriye dönük tarihli dilekçeler oluşturarak yasal süreci manipüle etmesiyle ortaya çıktı. Muhammed K., 16 Eylül tarihinde tutuklandı.
Usulsüzlükler Nasıl Ortaya Çıktı?
Muhammed K., FETÖ ile bağlantılı dosyalarda, şüphelilere ait temyiz ve istinaf dilekçelerini, üye hakimin ve yazı işleri müdürünün bilgisi dışında mühürleyerek işleme aldı. Bu sahte belgelerin, temyiz ve istinaf mercilerine gönderilmesi, adalet sistemine yönelik ciddi bir güven kaybı yarattı. Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte, katibin sahte evrakları UYAP sistemine taradığı ve belgelerin asıllarının imha edildiği belirlendi.
Kimler Tutuklandı?
Muhammed K.’nın sahte evrak düzenlediği ve bazı avukatlarla iş birliği yaptığı tespit edildi. Bu kapsamda, Gaziantep’te avukatlık yapan Önder Alkurt da tutuklandı. İki şahsın tutuklanması, adliye camiasında geniş yankı buldu ve FETÖ bağlantılı davalar açısından endişelere yol açtı.
Avukatın Savunması Ne Şekilde Oldu?
Tutuklanan avukat Önder Alkurt, savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. "Önceden beyan ettiğim üzere benim atılı eylemi gerçekleştirdiğime dair dosya kapsamında herhangi bir somut delil bulunmamaktadır," diyerek, sahte evrak düzenlendiği iddialarının asılsız olduğunu öne sürdü. Alkurt, tutuklu katip Muhammed K.’nin eylemlerinin kendisiyle bir ilgisi olmadığını savundu ve kendi isteğiyle savcılığa ifade vermek için geldiğini belirtti. Ayrıca, duruşma takviminin yoğunluğuna da dikkat çekerek, kaçma riskinin bulunmadığını ifade etti.
Olayın Adalet Sistemi Üzerindeki Etkileri Neler Olacak?
Bu skandal, Türkiye’nin adalet sistemine yönelik güveni sarsarken, benzer olayların önlenmesi için daha sıkı denetimlerin gerekliliğini ortaya koydu. Katip ve avukat arasındaki iş birliği, hukukun üstünlüğüne dair kaygıları artırırken, ilgili kurumların bu tür usulsüzlüklere karşı ne gibi önlemler alacağı merak konusu oldu. Gaziantep’te yaşanan bu olay, adaletin sağlanması ve kamu güveninin tesisi açısından kritik bir dönüm noktası olabilir.
