İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medya platformlarında ayrıştırıcı söylemlerle "boykot" çağrısı yapan 16 şüpheli hakkında soruşturma başlattı. Sosyal medyada yürütülen kampanyaların ardından, oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler, "nefret ve ayrımcılık" ile "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarından soruşturuluyor.
Boykot Çağrısı Neden Yapıldı?
Sosyal medya üzerinden yayılan boykot çağrıları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma, bu ayrıştırıcı söylemler ve kampanyalar üzerinden halkın bir kısmının ekonomik etkinliklere katılımını engellemeyi hedefleyen kişilere yönelikti. Söz konusu "boykot" çağrıları, özellikle Türkiye'deki yerli üretim ve ekonomik faaliyetler üzerine odaklanarak toplumsal kutuplaşmaya neden olmayı amaçlayan bir strateji olarak görülüyordu.
Şüpheliler Kimlerdir?
Boykot çağrısı yapan ve sosyal medya üzerinden tahrik edici içerik paylaşan 16 kişinin kimliği belirlendi. Gözaltına alınan şüpheliler arasında oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu da yer alıyor. Diğer şüpheliler arasında, Bekir A., Yeliz A., Mehmet E.C., Berna G.K., Ömer Ç., Şenay A., Aslı Y., Muhammet E.Ö., Ceren Ö., Damla K. gibi isimler bulunuyor. Emniyet güçleri, 5 kişinin daha yakalanması için çalışmalarına devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanından Açıklama:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, söz konusu boykot girişimleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Altun, boykot çağrısının, "siyasal acziyet içindeki ana muhalefet partisinin" son dönemdeki yıkıcı faaliyetlerinin bir parçası olduğunu vurguladı. Ayrıca, CHP'nin boykot çağrılarıyla toplumu manipüle etmeye çalıştığını ifade etti. Altun, boykot çağrısının Türkiye'nin milli ekonomisine suikast anlamına geldiğini belirterek, bu tür girişimlerin milletin sağduyusu sayesinde engellendiğini belirtti.
Sosyal Medyanın Etkisi ve Boykot Girişimleri
Son dönemde, sosyal medya üzerinden yapılan boykot çağrılarının, toplumu kutuplaştırmaya yönelik bir strateji olarak kullanıldığı öne sürülüyor. Bu tür hareketler, ülkenin ekonomik ve sosyal dengesini bozmaya yönelik adımlar olarak değerlendirilirken, Altun'un açıklamaları, bu girişimlerin nasıl bir tehdit oluşturduğuna dair önemli bir perspektif sunuyor. Altun, bu tür manipülasyonlarla mücadele etmeye devam edeceklerini ve Türkiye'nin güçlü bir ekonomiye doğru ilerleyişinin engellenemeyeceğini vurguladı.
