Ekonomi

Enflasyon Çözümü: Yeni Endeksle Gerçekçi Bir Fiyatlandırma Sistemi! TÜFE'ye Güven Çöktü! Yeni Çözüm Şart!

Enflasyonla mücadelede en önemli adım, güvenilir ve gerçekçi bir fiyatlandırma sistemine geçmektir. Yeni bir endeks sistemi oluşturarak enflasyonun gerçek boyutunu yansıtabilir, maaş ve ücret artışlarında daha adil bir temel oluşturabilir ve sosyal adaleti sağlayabiliriz. Bu konuda gecikmeden adım atmak, Türkiye ekonomisinin ve toplumunun geleceği için hayati önem taşımaktadır.

Abone Ol

Enflasyon Tefrikasının Sonu: TÜFE ve Yeni Endeks Gerekliliği

Türkiye'de enflasyon konusu bir süredir herkesin gündeminde. Bugünkü yazımda, bu konuyu son kez ele alarak, çözüm önerilerimi paylaşmak istiyorum.

Enflasyonun Çalışanlar Üzerindeki Etkisi

TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranları, milyonlarca çalışanın maaş ve ücretlerini belirlemede temel alınır. Bu oranlar yalnızca kamu sektörü için değil, özel sektörde istihdam edilenlerin gelirleri için de esas teşkil eder. Aynı zamanda, ürettiği mal ve hizmetin fiyatını belirleyebilen kesimler de zam oranlarına karar verirken TÜİK’in verilerini dikkate alır.

Ancak, TÜİK’in açıkladığı TÜFE’deki (Tüketici Fiyat Endeksi) değişim oranı, son dönemlerde güvenilirliğini kaybetmiştir. Fiyatların afişe olmasıyla birlikte, bu endekse olan güven neredeyse tamamen yok olmuştur. TÜİK’in açıkladığı oranlara zaten şüpheyle bakılırken, şimdi bu güvensizlik daha da artmıştır. Artık Türkiye, kimsenin inanmadığı ve gerçekçi bulmadığı bir enflasyon oranıyla devam edemez.

Yeni Bir Fiyat Endeksi Gerekliliği

Şu an yapılması gereken çok açık: Yeni bir fiyat endeksi oluşturmak. Bu endeks, sıfırdan ve gerçek fiyatlar esas alınarak hazırlanmalıdır. Burada kastettiğim iki yeni fiyat endeksi oluşturulmasıdır: TÜFE ve Hızlı Tüketilen Ürünler Fiyat Endeksi (HTFE).

Hızlı Tüketilen Ürünler Fiyat Endeksi

Geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı ve Merkez Bankası’nda görev yapmış olan iktisatçı Zafer Yükseler, TÜİK’in madde fiyatlarını esas alarak Hızlı Tüketilen Ürünler Fiyat Endeksi'ni her ay hesaplayıp kamuoyuyla paylaşırdı. Bu endeks, her ay tüketilen ya da tüketilmesi muhtemel ürünleri kapsardı.

Yeni oluşturulacak endeks de benzer şekilde, Türkiye ortalamasını temsil eden her hanenin her ay tükettiği mal ve hizmetleri kapsamalıdır. Bu endeksin adı "geçinme endeksi" ya da "ücretliler geçinme endeksi" olabilir. Önemli olan, bu endeksin maaş ve ücret artışında kullanılacak olmasıdır. Mevcut TÜFE ise genel enflasyon eğilimini görmek açısından hesaplanmaya devam etmelidir.

TÜFE ve Geçinme Endeksi Farkı

Şu an geçerli olan TÜFE'deki madde ağırlıklarını dikkate alarak, bu iki endeksin nasıl bir fark yaratacağına dair bir örnek vereyim:

Mevcut TÜFE'de benzinli otomobilin ağırlığı yüzde 7.08, dizel otomobilin ağırlığı yüzde 1.40; yani otomobilin toplam ağırlığı yüzde 8.48'dir. Hesap kolaylığı için bu ağırlığı yüzde 10 olarak varsayalım. Herhangi bir ayda otomobil fiyatları yüzde 15 düşerse, endeksi oluşturan diğer mal ve hizmetlerin fiyatı yüzde 2 arttığında, otomobildeki yüzde 15'lik düşüş TÜFE'yi 1.5 puan aşağı çekerken, diğer yüzde 90'lık kısmın yüzde 2'lik artışı TÜFE'ye 1.8 puanlık yukarı yönlü etki yapar. Sonuç olarak TÜFE, yüzde 0.3 artış gösterir. Ancak, vatandaş için gerçek enflasyon yüzde 2'dir.

Daha Gerçekçi Bir Endeks

Bu örnek, basitleştirilmiş bir hesaplamadır. Gerçek hayatta her ay tüketilen ürünler dikkate alındığında, TÜFE'nin mevcut ağırlığının ancak yüzde 60'ı kapsanır; yüzde 40 ise her ay tüketilmeyen, hatta bazı hanelerin hiçbir zaman tüketmeyecekleri mal ve hizmetlerdir. Örneğin, otomobil, yurt dışı tatil, mobilya ve beyaz eşya gibi ürünler her ay tüketilmez ve her hanenin tüketim sepetinde yer almaz.

En Kısa Zamanda Adım Atılmalı

Madde fiyatlarındaki tuhaf durumun ortaya çıkmasıyla, mevcut TÜFE en kısa zamanda yenilenmeli ve kapsam genişletilerek bir geçinme endeksi oluşturulmalıdır. Çalışanların maaş ve ücret artışları da bu yeni oluşturulacak endekse göre hesaplanmalıdır. Bu yapılmadığı sürece, enflasyonla mücadelede başarılı olunması mümkün değildir.

Sonuç olarak, Türkiye'nin enflasyon hesaplamalarında güvenilir ve gerçekçi bir yaklaşım benimsemesi, hem ekonomik istikrar hem de sosyal adalet açısından büyük önem taşımaktadır.