Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu: Emsalsiz Bir Mücadele
Cumhuriyetimizin temelleri, bağımsızlık ve özgürlük yolunda atılan sayısız fedakarlıkla, dökülen kan ve gözyaşıyla şekillendi. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bu topraklarda çağdaş ve özgür bir Türkiye hayalini gerçekleştirdiler. Onların rehberliğinde atılan devrim adımlarıyla ülkemiz, eğitimden sağlığa, ekonomiden kültüre kadar birçok alanda büyük bir dönüşüm geçirdi. Ancak, günümüzde Cumhuriyetin kurucu değerleri ve laiklik anlayışı giderek aşınmakta, toplum derin bir ekonomik ve sosyal çöküş yaşamaktadır.
Sosyal ve Ekonomik Çöküşün Derin Etkileri
Günümüz Türkiye’sinde vatandaşlar, yaşam standartlarını korumakta giderek zorlanıyor. Ekonomik sıkıntılar, toplumun büyük bir kısmını etkisi altına almış durumda; birçok aile geçim derdiyle boğuşuyor. Bununla birlikte, kadınlara yönelik şiddet olaylarının artması, eğitim sisteminin gericileşmesi ve çocukların korunamaması gibi sosyal sorunlar da derinleşiyor. Tüm bu olumsuzluklar, Cumhuriyetin topluma sunduğu eşitlikçi ve özgürlükçü temellerin zayıflaması ile doğrudan bağlantılı.
Cumhuriyet Değerlerinin Yeniden Canlandırılması
Türkiye, Cumhuriyetin 101. yılını büyük bir kriz içinde karşılarken, bu zorlu dönemi ancak Cumhuriyetin kurucu değerlerine dönerek aşabileceğimiz açıktır. Cumhuriyetin halkçılık ilkesi ve toplumsal kalkınma hedefleri, ülkenin yeniden güçlenmesi için rehber niteliğindedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi, bugün de yolumuzu aydınlatacak bir felsefedir. Bu ilke doğrultusunda iç ve dış politikada barışa dayalı bir yaklaşımla, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak temel amacımız olmalıdır.
Yeni Yüzyılda Halkçı Program ve Devrimci Onarım
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ilerici ve devrimci bir anlayışla bir onarım dönemine girilmesi gerektiği ortadadır. "Halkçılık programı" olarak adlandırılabilecek bu yeni dönemde, toplumu merkeze alan politikalar geliştirmek, sosyal adalet ve ekonomik kalkınma sağlamak büyük önem taşıyor. Türkiye’nin yurtsever güçleri, bu onarımı ve dönüşümü gerçekleştirecek birikime sahiptir. Emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi ile kazanılmış olan Cumhuriyet değerleri, yalnızca geçmişin değil geleceğin de anahtarıdır.
Cumhuriyetimizin 101. yılı vesilesiyle, Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma yolunda atılacak her adımı içtenlikle destekliyor; devrimci onarım dönemine dair umudumuzu yitirmediğimizi ifade ediyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı bu inanç ve heyecanla kutluyoruz.