Yine beyazlara büründü Zorkun
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Uzaktan bembeyaz göründü Zorkun
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Eskiden tahtadan evleri vardı
Mutluluk orada dağlar kadardı
Yazın bile bazen mangal yanardı
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Tahtadan yapılmış kısa minâre
Câmi ise belki yüzmetrekare
Hocadan kurtulmak haydi ne çâre
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Bahrat'ın gözünde tulumba vardı
Adına da''tik tak'' diyorlar idi
Suyunda Bahrat'ın el donar idi
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Ayvanındüzü'nde soluklan hele
Olukbaşı'na gel ver biraz mola
Danayoran'da da girip kolkola
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Halepgösteren'den şöyle bir seslen
Ateş yak ısın da bir güzel islen
Koyunmeleden'de kaybolup puslan
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Yoncanındüzü'nde yoncayı topla
Ordan Çağlayan'a hele bir hopla
Karanlıkdere'de çay demle,hürple
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Zorkun'un şifâdır temiz havası
Dertlere devâdır ZORKUN TAVASI
Devâm edip gelir ecdat duâsı
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Âşık Câferi'yim Zorkun'a âşık
Çalalım pilava beraber kaşık
Yolumuz virajdır,biraz dolaşık
Yazı başka güzel,kışı bir başka
Âşık CÂFERÎ
Fotoğraf:Muhittin NALBANT