Demiryolunun ve modern karayolunun açılması ile Pozantı gelişmiş, demiryollarını yapan Almanlardan kalan gösterişli binaları ve elektriği ile Belemedik bir cennet vadi haline gelmiştir. Milli mücadelede işgalci Fransızların kullandığı Belemedik Hastanesinde Pozantı Tabur Komutanı Binbaşı Mesnil’in eşi görevlendirilmiştir. (Taha Toros)
İşgalde Adana Vilayetinin merkezi Pozantı’ya nakledilmiş, 5 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal Paşa, kurtuluş savaşı için Pozantı Kongresi düzenlenmiştir. (Dr.Süleyman Hatiboğlu)
1954’te Adana iline bağlı ilçe haline gelen Pozantı, modern yayla evleri ve tatil köyleri ile Toros Dağlarının tatil ve turizm merkezi olmak istemektedir. Pozantı turizmi için eski İpek Yolu destinasyonu çok anlamlı ve önemlidir.
Pozantı için anlamlı ve önemli olan ama unutulan eski İpek Yolu’nun açığa çıkarılması ve canlandırılması için İpek Yolu’nun izleri biraz daha ayrıntılı olarak araştırılmış ve incelenmiştir. Pozantı’da hizmete açılan Pendosis Tatil Köyü sahibi Süreyya Kayar beyin desteği ve bizzat katılımı ile yapılan çalışma “Yerli tavşanı yerli tazı avlar” misali yöreyi çok iyi bilenlerin rehberliğinde gerçekleştirilmiştir. Nebi Doğan (Yenikonacık-1950) nam-ı diğer “Pala” ile Akköprü-Pozantı Yolu, Cemil Çay (Yenikonacık-1950) ile Pozantı-Yanıkhan Yolu, Murat Akaya (Eski Konacık-1973) ile Yanıkhan-Kocaköy yolu tespit edilmiştir. Malik Çalık (Yeni Konacık-1963) ile Anahşa Kalesi’ne ve Belemedik vadisine gidilmiştir.
Ulukışla-Çiftehan üzerinden gelen eski İpek Yolu kervanları Akköprü ile Adana hududuna girmiştir. Çakıt Çayı’nın geçilmesi için bir köprünün gerektiğini herkes bilir. Ama bu amaçla yapılan Akköprü’nün tarihi belli değildir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinde 1517’de yapıldığı söylenir. Tarih yorgunu köprü 1991’deki anormal yağışlarda sel sularına dayanamayıp yıkılmış ama Pozantı’nın tarih sever yöneticilerinin gayreti ile yeniden inşa edilmiştir.
Pozantı, yüksek Toros Dağları arasındaki muazzam vadide, Çakıt Çayı kenarında kurulmuş bir şehirdir. Çakıt Çayı’nın deli dolu aktığı devirlerde, sazlık/bataklık hale gelen Pozantı vadisinde kervanlar dağın eteğinden, sert zeminlerden gitmiştir. Şimdi bağlık bahçelik olan bu yolda iz bulmak imkânsız gibidir. Ama orman alanında kalan “Eyvah Gediği” mevkiinde eski kervan yolu izlenebilmiştir.
Tespitlerimize göre Çakıt Çayı’nı Akköprü’den geçen eski Pozantı Kervan Yolu; Pozantı Hastanesi ve Öğrenci Yurdu üzerinden, Kepez’in arkasından, Topbaş Pınarı’ndan, eski Kırıntı merkezine, şimdiki Pendosis Tatil Köyü’ne gelmiştir. Oradan Eyvah Gediği’nden, Sarının Mezarı’nın üstünden, Suludere, Dedempınarı altı, Hatıllı, Pöhrenk ve Köy Hizmetleri tesisinden Yanıkhan istikametine gitmiştir.
Akköprü-Pozantı arasındaki bu eski yol yaklaşık 5 km’dir.
Pozantı kent merkezinden devam eden Yanıkhan Kervan Yolu; Mezarlığın altından Askerderesi (Kesik Köprü), Temra Pınarı, Çöğbeli, Muttaliplerin Han Tepesi ve Köy Hizmetleri tesisinden Yanıkhan’a gitmiştir. Eski Tekir Yolu diye de bilinen Yanıkhan Yolu hala hizmettedir. Yeni yol çalışmaları sebebiyle epeyce heba olan eski yolun kimi zemin taşları, istinat duvarları ve köprü kalıntıları görülebilmektedir. Kervan yolunun izleri ile Yanıkhan’ın son bir sıra taş duvarı, bir köprüsü ve Mezarlığı hala hizmet etmektedir. Yanıkhan türküsü de Pozantılıların dilindedir.
Milli mücadele yıllarına ait anılarıyla Yanıkhan Kervan Yolu tarihi bir belgeseldir. Yol üzerindeki milli mücadele hatıralarından; 23 Nisan 1920’deki savaşta Üsteğmen Hikmet Bey’in askerleri ile birlikte şehit düştüğü yer, her biri erine mezar olmuş mevziler maalesef kaybolmak üzeredir.
Adana eşrafından Kasım Ener’e gönderdiği mektubunda Şevket Süreyya Aydemir milli mücadelenin Toros Dağları’nda abideleştirilmesini istemiştir. Sağlığında sık sık ziyaret ettiğimiz Müze ve tarih dostu merhum Kasım Ener mektubun bir örneğini bana vermiş ve bu abidenin Üsteğmen Hikmet Beyin şehit düştüğü Çöğbeli tepesine dikilmesini tavsiye etmiştir. Çöğbeli’nde şehit düşen Üsteğmen Hikmet beyin mezarının yerinin, Eski Tekir Yolu üzerindeki çamların arasında olabileceği söylenmiştir.
Şehitler Yolu olarak da bilinen Pozantı-Yanıkhan Yolu yaklaşık 3 km’dir.
Yanıkhan’dan sonraki kervan yolunun Kocaköy’e gittiği, Evliya Çelebi’nin “Sultan Hanı Menzili” dediği yerin “Konak” diye de bilinen Kocaköy olduğu, Eski Konacık ve Yeni Konacık isimlerinin bu konaktan dolayı verildiği zannedilmektedir. Konak veya Konacık deyimleri herhalde kervanların konakladığı menzil anlamına gelmektedir. Kent merkezinden Kocaköy’e; At Çiftliği, eski Konacık yolu üstünden Yeni Köprü ve Manasbat belinden gidilir.
Pozantı-Kocaköy yolu yaklaşık 10 km’dir.
Sadece bir pınarı ve birkaç asırlık ağacı ile tarihe tanıklık eden Kocaköy, yalçın kayalıkları sebebiyle dağcılar ve doğa yürüyüşçüleri için uygun bir kamp yeridir. Sedir ağaçlarının çamlarla ve meşelerle boy ölçüştüğü Kocaköy’de Pozantı vadisini ve yamaçlarını seyretmek güzeldir.
Adana’ya geçen kervandaki Türkmen kızına gönül veren Türkmen delikanlısı için yakılan ve Toros Dağlarında hala yankılanan türkü tarihi İpek Yolu’nun sesidir.
“Yanar m’ola Adana’nın feneri?
Avcıları dolanıyor kenarı.
Sana derim Yanıkhan’ın çınarı,
Adana’ya bir kız geçti gördün mü?”