İşgal ve Şiddet: Türkiye'nin Gizli Tehditleri ve Direniş
Türk Milleti’nin düşmanı, hepimizin düşmanıdır. Bu topraklar ihanet gördü, ama hainleri de gömdü.
BOP ve Türkiye’nin Geleceği
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) uzun yıllardır uygulamada. Türkiye, bu proje kapsamında bölünmesi hedeflenen 22 ülkeden biri. Irak, Suriye, Libya gibi ülkelere açıktan saldırılar düzenlendi, ancak Türkiye’ye doğrudan saldırı mümkün olmadı. Bunun yerine, içerden işbirlikçi bir iktidar bulunarak, baston görevi gören muhalefetle birlikte hareket edildi.
Cemaatler ve Ajanlar
Cemaat görünümlü ajanlar, ülkenin kritik noktalarına yerleştirildi: yargı, emniyet, ordu ve milli eğitim. Ergenekon, Balyoz gibi davalar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dönüştürmek amacıyla kurgulandı. ABD’nin hedef ülkelerde gerçekleştirdiği Turuncu Darbe, bizde kurgulanmış davalar üzerinden gerçekleştirildi.
15 Temmuz ve Rejim Değişikliği
15 Temmuz darbe girişimi, rejim değişikliği için bir araç olarak kullanıldı. Yargı zayıflatıldı, ordu parçalara ayrıldı ve bütün güç tek bir kişide toplandı. Egemenlik milletten alınıp, kaçak saraya verildi. Hiçbir direnç noktası kalmadığına göre, Türkiye üzerindeki emellere ulaşmak daha kolay olacaktı. Ancak bu süreç, işgalin ve şiddetin önlenemediği anlamına gelmez.
Yumuşak İşgal ve Göçmen Krizi
Türkiye'ye sürülen 9 milyon Suriyeli, yumuşak işgalin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Sınır mayınları bu proje için temizlendi, ancak gösterilen direnç nedeniyle İsrailliler yerleştirilemedi. Kendi askerlerimiz mayınları temizledi ve kayıplar verdik. Suriyeliler geldiklerinde, topluma entegrasyon sağlanamadı ve büyük bir sosyal kriz ortaya çıktı.
Ekonomik ve Sosyal Dönüşüm
ABD ile birlikte Doğu sınırımızdaki mayınlar temizlenerek Afgan göçüne zemin hazırlandı. Afganistan'dan gelen genç erkekler, ABD'nin birlikte çalıştığı Afganlılardı ve ailelerine maaş ödeniyordu. Pakistanlılar ve Afrika'nın en uç noktalarından gelen insanlar da bu göç dalgasına katıldı. Antalya gibi bölgelerde yabancılara yapılan satışlar arttı, bu durum ulus devlet yapısını zayıflatma çabası olarak değerlendirilebilir.
Tarım ve Hayvancılık Üzerine Saldırılar
Emperyalizmin işbirlikçileri, tarım ve hayvancılığı bitirerek, köylülerin direncini kırmayı hedefledi. Türkiye, yüzlerce endemik türe ev sahipliği yapan bir ülke olmasına rağmen, yerli tohum yasaklandı. Anadolu topraklarının doğurganlığı, vahşi bir vandallıkla yok edildi.
Borçlandırma ve Sosyal Ayrışma
Türk Milleti borçlandırılarak, yönetimden ve paradan el çektirildi. Borç batağına sürüklenirken, ayrıcalıklı bir sınıf yaratılarak bu sınıfın çocukları askerlikten muaf tutuldu. Anadolu'nun yoksul çocukları paralı asker yapıldı ve her gün şehit haberleri alınmaya başlandı. Osmanlı'nın Yemen, Kafkaslar ve Arap çöllerinde ölüme yolladığı Anadolu çocukları gibi, bugünün çocukları da ölüme gönderildi.
Sığınmacı Projesi ve Gizli Anlaşmalar
Suriyeli geçici sığınmacılar projesi, ABD derin devleti ile yapılan gizli anlaşmaların bir sonucudur. Suriyeliler, Türkiye’ye kovalanarak yerleştirildi. Sığınmacılar, geçici değil kalıcı bir nüfus değişimi amacıyla getirildi. Kilis gibi şehirlerde, Suriyeliler ticareti ele geçirdi, eğitim kalitesi düştü ve toplumsal huzur bozuldu.
Emperyalizmin Yeni Lejyonerleri
1915 öncesinde olduğu gibi, bugün de Türkiye’de para ve silah azınlıkların elinde. Emperyalist ülkeler, dini ve etnik ayrılıkları kullanarak toplumu bölmeye çalışıyor. Bugün, Türk Milleti'ne iftira atan lejyoner siyasetçiler ve mandacı kafalar, teslimiyetçi bir anlayışı dayatıyor.
Türk Milleti’nin düşmanı, hepimizin düşmanıdır. Bu topraklar ihanet gördü, ama hainleri de gömdü. Teslim olamayacak, haram paralara güvenmeyecek ve emperyalizmin oyunlarını bozacağız.