Sömürgecilik

Abone Ol

1900'lü yılların, başından itibaren Hristiyan emperyalizmine karşı direniş başlatıp, teker teker hürriyetlerine kavuşan müslüman devletler 2000'li yıllarından itibaren tekrar gerilemeye başlamışlar, kazandıklarını yavaş yavaş kaybetmektedirler.

Ruslar tarafından 1979 yılında işgal edilen Afganistan yıllarca kan ve ateşe boğulmuş, yüzbinlerce şehide mal olan bağımsızlık bu defa da Amerikan ve İngiliz sömürgecileri tarafından gasp edilmiştir.

Afganistan'ın el değmemiş çok zengin petrol ve doğal gaz yatakları olduğu keşfedilmiştir.Ayrıca, Dünya'nın en zengin bakır yataklarına sahip Şili'den çok daha fazla bakır filizine sahip olduğu yine demir madenleri bakımından da hatırı sayılır derecede zengin olduğu tespit edilmiştir.Kıymetli taş yatakları bakımından da çok zengin olan Afganistan İngiliz ve Amerikalılar tarafından demokrasi bahanesi ile işgale uğramıştır.Bu kaynakların gasp edilmesi ile ilgili anlaşmalar yapıldıktan sonra Haçlı zihniyeti Afganistan'a demokrasi getirmiş olacak, ve askerlerini ordan çekecektir.

Irak'ta da aynı oyunlar oynanmaktadır.Irak'taki zenginlikleri kendilerinin tayin ettiği köle zihniyetli yöneticiler tarafından uyduruk anlaşmalarla zimmetlerine geçirmişler ve oradan kaçma yolu aramaya başlamışlardır.Ama kaçarken dahi insanlar arasına nifak tohumlarını olabildiğince atmaya çalışmaktadırlar.Bir gün Şii, bir gün Sünni camileri bombalanmakta, hemen birileri suçlu olarak ilan edilmektedir.Tamamen Türk olan Telafer'de dahi bu kirli oyunu oynamaktan çekinmemişlerdir.Ama bugün, bu olayların işgalciler tarafından provakasyon olarak yapıldığını bizden başka herkes bilmektedir.Irak ve Afganistan'ın işgalden sonraki durumuna bakalım.

Bu iki ülkede yaşayan insanların hayatlarında iyi bir değişiklik oldu mu?Refah seviyeleri mi arttı?Eğitim, sağlık konularında bir adım dahi olsun gelişme sağlandı mı?Peki, biz ne yapıyoruz?Kulağımızı Amerika'nın bir şehrine çevirmiş, oradan gelecek fetvaları dinliyoruz.Bu Amerikan tipi dindarları anlamak gerçekten mümkün değil.Adam, Irak'taki direnişçileri kastederek insan öldürmenin kötülüğünden bahsediyor, ama aynı ülkede öldürülen binlerce Müslüman ile ilgili olarak bir kelime söyleyemiyor.Dinler arası dialog, sonuçsuzluklarıyla insanları oyalıyor.Filistin çadırları kuranlar, Kudüs maketleri önünde rol yapanlar Irak'ta Afganistan'da katledilenleri görmezden geliyor.

Sanki insanların beyinlerinin içine ışığın girbileceği bütün delikler kapatılıyor.İşin acı tarafı da, insanlar artık gerçekleri görmeyi hiç istemiyor.İnsan zekası, artık uçmayı bir tarafa bırakın, yürümeyi dahi istemiyor; yerlerde sürünüyor.

Toplum olarak biz de önüne atılan bir kemik parçası ile yönlendirilen ve meşgul edilen insanlar haline geldik.