Vücudun herhangi bir bölgesinde gelişen ağır enfeksiyonun sonucunda bağışıklık sisteminin verdiği yoğun tepki ile organ ve dokularda hasarlar ortaya çıkabilir. Tekli veya çoklu organ yetmezliklerinden ölüme kadar gidebilen bu ciddi tablo sepsis olarak adlandırılır. Mikroorganizmaların kana karışmasıyla başlayan bu durum kan zehirlenmesi olarak da bilinmektedir. Her türlü enfeksiyona bağlı olarak gelişebilecek olan sepsis, yaşamı tehdit eden bir durumdur ve tedavisine ne kadar erken başlanırsa organ hasarlarının önlenebilmesi olasılığı da o kadar yüksektir. Sepsisin önlenebilmesi için enfeksiyonlar ciddiye alınarak ilerlemeden tedavi edilmelidir.

SEPSİS NEDİR VE NASIL OLUŞUR?

Vücutta bir enfeksiyona neden olan bakterilerin kana karışması ile vücuttaki bağışıklık sisteminin bu bakterilere karşı büyük bir savunma tepkisi göstermesi ile sepsis ortaya çıkar. Normal şartlarda vücudun kana karışan bakterilere karşı bir bağışıklık yanıtı geliştirmesi normal ve olması gereken bir durumdur. Fakat bu yanıt bazı durumlarda olması gerekenden çok daha güçlü olduğunda, organ ve dokulara hasar verebilmektedir. Ağır sepsis vakalarında tüm vücutta iltihaplanmalar meydana gelir ve septik şok adı verilen tablo ortaya çıkabilir. Bu durum tansiyonda ciddi bir düşüşü de beraberinde getirir ve ölümle sonuçlanabilir. Birçok enfeksiyon sepsisle sonuçlanabilir. Bunun önlenebilmesi için gerekli antibiyotik tedavilerinin ve intravenöz sıvı uygulamalarının zamanında yapılması gerekir. Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, hamile kadınlar, 1 yaşın altındaki çocuklar ve 60 yaşın üzerindeki erişkinlerde sepsisin gelişebilme olasılığı diğer bireylere oranla oldukça yüksektir.

SEPSİSİN BELİRTİLERİ VE EVRELERİ

Sepsisin belirtileri genellikle net olmayabilir ve diğer enfeksiyon semptomlarıyla karıştırılabilir. Ancak ateşin 38 derecenin üzerinde seyretmesi, kalp atış hızının dakikada 90 atışın üzerinde olması, solunum hızının dakikada 20 soluğun üzerinde olması, üşüme, ürperme, titreme ve nefes darlığı gibi belirtiler görüldüğünde sepsis ihtimali düşünülmelidir. Sepsisin üç aşaması vardır: sepsis, ağır sepsis ve septik şok. Her aşamanın belirtileri ve ciddiyeti farklılık gösterir. En son aşama olan septik şokta kan basıncının anormal derecede düşmesi ve kandaki laktik asit seviyesinin yükselmesi söz konusudur.

SEPSİS NEDENLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Sepsisin oluşumunda birçok enfeksiyon türü rol oynayabilir. İdrar yolu enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları, zatürre, karın içi enfeksiyonlar, menenjit, yara ve yanıklar, menenjit ve deri enfeksiyonları gibi enfeksiyonlar sepsise neden olabilir. Özellikle yaşlı bireylerde sepsise yakalanma olasılığı çok daha yüksektir. Geçirilen cerrahi operasyonlar sonrasında vücutta oluşan yaralar, sepsisin risk faktörleri arasında yer alır. Bunların yanı sıra gereksiz antibiyotik kullanımı, antibiyotiklerin yarıda bırakılması gibi nedenlere bağlı olarak bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi, enfeksiyonların kontrol altına alınmasının önünde engel teşkil ettiğinden sepsise yakalanma riskini arttırır.

Hemen şekeri kesmeyin, şeker bırakması bakın neye yol açıyor, aniden kilo almak istemiyorsanız yapmayın Hemen şekeri kesmeyin, şeker bırakması bakın neye yol açıyor, aniden kilo almak istemiyorsanız yapmayın

SEPSİS TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ

Sepsisin teşhisi, hastanın belirtileri ve kan testleri ile konulur. Tedavide erken teşhis çok önemlidir. Tedavide genellikle vazoaktif ilaçlar, antibiyotikler, kortikosteroid ilaçlar, insülin enjeksiyonları ve diğer destekleyici tedaviler kullanılır. Ayrıca hastalar yoğun bakım ünitelerinde sürekli olarak takip altında tutulmalıdır.

Sepsisin önlenmesi için enfeksiyonların ciddiye alınması ve tedavi edilmesi önemlidir. En küçük bir enfeksiyon dahi ihmal edilmemeli ve zamanında tedavi edilmelidir. Eğer sepsis belirtileri taşınıyorsa veya enfeksiyon şüphesi varsa derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Erken teşhis ve tedavi ile sepsisin yol açabileceği ciddi komplikasyonlar önlenebilir ve hastanın yaşamı kurtarılabilir.