Kaynananın Gölgesinde Sönen Aşk: Bir Evlilik Hikayesi

Çekirdek ailenize üçüncü kişilerin karışmasını engellemek çok önemli. Evlilik, sadece eşler arasında bir bağdır ve dış etkenlerin bu dengeyi bozmasına izin vermemek gerekir. Kendi mutluluğunuzu korumak için sağlıklı sınırlar çizmelisiniz.

Abone Ol

Kocamla çok ama çok severek evlendim, deliler gibi aşk dolu günler geçirdik... Ta ki kaynanam ve görümcem bu aşkı kıskanmaya başlayana kadar...
Kocam evde yokken bana çok laf sokarlardı, bazen çok iyi davranıp ağzımdan laf alırlardı, ben de onlarla kaynaşıp kendimi sevdirebilmek için onlara uyum sağlamaya çalışır düşünmeden konuşurdum. Çünkü gerçekten birini anne ve birini de abla olarak görürdüm...
Meğer benden aldıkları lafları, şaka olsun gerçek olsun, gidip başkalarına anlatırlarmış...
Bunları duyunca hesap sormaya başladım ve öyle demek istemedik, bilerek demedik, kalbimizde kötülük yok deyip hep beni ikna ederlerdi...
Bu süreç hep böyle devam edince sonunda eşime söylemeye karar verdim. İlk başta benimle birlikte savaştı ama sonra o da onlar gibi olmaya başladı...
Eşim yokken hayatı bana zindan ederlerdi, o gelince melek olurlardı, sanki onlar hiçbir şey yapmamış hiçbir olay yaşamamışız gibi davranırlar, eşime şirin görünmek için ellerinden geleni yaparlardı. Ama benim çok ufak bir hatamda yüzleri sirke satardı.
İşin garibi görümcem evli olmasına rağmen sürekli bizimle iç içeydi. Kocasından benim kocamla ilgilenip temel ihtiyaçlarını gidermesini isterdi...
Ben kocamın gözünü açamadım, artık her gün kavga eder hale geldik. Bana aşk dolu gözlerle bakan adam artık nefret ve öfkeyle davranmaya başladı, hatta dozu artırıp şiddet uygulamaya yeltendi...
Çok emek verip mücadele ettim ama sonunda dayanamadım pes ettim; güzel giden evliliğimi bitirme kararı aldım...
Çünkü eşim dengeyi kuramadı, ailesiyle benim aramda köprü olamadı. Onların yanında beni azarladıkça onlar bundan güç alarak psikolojimle oynadılar.
“Sabretseydin” demeyin sakın! İnanın çok sabrettim, çok emek verdim. Bir kadın, kaynana ve görümceyle mücadele etmek zorunda kalıyorsa bu hata kocaya aittir. Çünkü o iki kadın duracakları yeri bilemedi ve sonuç olarak bizim evliliğimiz bitti...
Sözüm genç okurlarınıza, siz siz olun çekirdek ailenize üçüncü kişileri asla karıştırmayın, kavga etseniz bile onlara yansıtmayın. Evlilik 2 kişiliktir. Çocuk bile büyüyünce yuvadan uçup gidiyor.

CEVAP:

Evlilik, Aile ve Sınırlar: Bir Anne Yanıt Veriyor

Sevgili kızım, yorumunda çok önemli bir noktaya değinmişsin. "Bir kadın kaynana ve görümceyle mücadele etmek zorunda kalıyorsa bu hata kocaya aittir," sözün birçok gerçeği yansıtıyor.

Kesinlikle katılıyorum, bu durumun büyük kısmı kocaların tutumuyla ilgili. Eşi, kayınvalidenin veya görümcenin sözlerine kulak verip, onları sürekli sana aktarıyorsa ve bu durum evliliğinizde sorunlara yol açıyorsa, bu o erkeğin sorumluluğudur.

Bu tavır, olgunlaşmamış bir kişilik ve aileye bağımlılığı gösterir. Evlilik, yeni bir aile kurmak ve eski aileyle sağlıklı sınırlar çizmek demektir. Bunu başaramayan, hala anne ve ablasının etkisiyle hareket eden bir erkek, maalesef eşine ve yuvasına zarar verir.

Ne yazık ki bu durum kolay çözülmez. Eşin hala "annemin prensi", "ablamın gözdesi" olma peşindeyse, seni her zaman onların isteklerine göre değerlendiriyorsa, bu ilişkiyi sürdürmenin zorluğu artar.

Ancak, her zaman pes etmek zorunda değilsin. Eşinle açık ve net bir şekilde iletişim kurman, bu durumdan duyduğun rahatsızlığı ve üzüntünü dile getirmen önemli. Eşinden seni dinlemesini ve aileniz için sınırlar çizmesini talep edebilirsin.

Eğer eşin bu konuda adım atmaya hazır değilse ve seni annemle ablam arasında bir seçim yapmak zorunda bırakıyorsa, zor bir karar vermen gerekebilir. Kendi mutluluğunu ve huzurunu korumak için belki de bu evlilikten vazgeçmeyi düşünmelisin.

Unutma ki, hayatın sana sunacağı tek seçenek bu değil. Kendine değer ver, saygını koru ve mutluluğunu hak ettiğin bir hayat kur.