Merhaba, ben 16 yaşında bir gencim ve ülkemin gidişatından hiç memnun değilim. Her gün biri katlediliyor, yaşama veda ediyor, ama önlem alınmıyor. Bu durum, sadece beni değil, benim gibi birçok insanı derinden yaralıyor. Neden daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor ki önlem alınsın? Psikopat ve kanı bozuk insanların elinde öldürülen, şiddet gören kadınlarımız var. Kan ter içinde insan kurtarmaya çalışan doktorlarımız, hastayı kaybetti diye şiddet görüyor. Not vermedi diye veya gereken cezayı verdi diye vurulan, şiddet gören öğretmenlerimiz var. Davayı kazanamadı diye vurulan veya şiddet gören avukatlarımız var. Hem üniversite okuyup hem de kuryelik yapan gençlerimiz, aylar önce gece üşümesin diye taksisine aldığı genç tarafından öldürülen taksicilerimiz var. Nereye gidiyoruz? Bu kin, bu öfke neye?
TOPLUMDA YÜKSELEN ÖFKE PATLAMASI NEREYE VARACAK
Her gün trafikte korna çaldığı için kavga edenler, "Öte git, beri git" diye kavga edenler, miras kavgaları yüzünden birbirine düşen kardeşler var. Afganlılar ve Suriyeliler tarafından taciz edilen kızlarımız, intihar eden insanlar... Herkes bir karanlığa kapılıp gidiyor. Açıkça söylemek gerekirse, ben kendimi güvende hissetmiyorum. Aramızda dolaşan o kadar katil ve psikopat var ki elini kolunu sallayarak geziyor. Bu gerçekten ürpertici bir şey. Bir insanın ölümü, kolay sindirilecek bir şey değil çünkü toplumun bir ferdi. Biz de toplumun bir ferdiyiz ve benzer şeylerin başımıza gelmeyeceğinin bir garantisi yok.
Bu insanların bu hale gelmesinde toplumun gerekliliklerinin eksikliği de var tabii ki. En başta eğitimsizlik. Eğitimli bir insanın kolay kolay birine zarar verebileceğini düşünmüyorum. Örneğin, evcilleştirilen yırtıcı hayvanlar, doğası gereği tehlikelidir ama belli bir eğitim sonucunda evcilleştiriliyor. Eğitimin ve sanatın olmadığı bir toplum, kolay kolay ayakta kalmaz.
İkinci büyük eksiklik ise adalet sistemindeki yetersizlikler. Bir suçlu, suç işlediğinde suçunun cezasını çekmeli ve her alanda liyakat olmalı. İnsanlar adalete olan inancını sorgulamamalı. Toplumdaki aksayan yönler onarılmalı. Ben ülkemde hiçbir insanın eceli dışında ölmemesini istiyorum. Tertemiz bir çevrede koşup oynayan çocuklar, mutlu insanlar, hayvanlar, çiçekler, böcekler istiyorum. Bir dünya bırakın biz çocuklara, ıslanmış olmasın gözyaşlarıyla. Daha aydınlık ve güzel günlerde görüşmek dileğiyle.
EĞİTİM SİSTEMİ TOPLUMUN TEMEL TAŞIDIR
Eğitim, bir toplumun temel taşıdır. Eğitimli bireyler, toplumun ilerlemesinde ve gelişmesinde önemli rol oynar. Ancak, günümüzde eğitim sistemimizin yetersizlikleri, toplumsal sorunların artmasına neden olmaktadır. Eğitimsizlik, şiddetin ve suç oranlarının artmasına yol açan başlıca sebeplerden biridir. Eğitimli bireyler, sorunları çözme konusunda daha becerikli ve barışçıl yöntemler kullanırken, eğitimsiz bireyler genellikle şiddete başvurur.
Eğitim sistemimizde yapılması gereken ilk şey, eşit ve kaliteli eğitim imkanları sağlamaktır. Her çocuğun kaliteli eğitim alabilmesi, toplumun genel refah seviyesini yükseltecektir. Ayrıca, eğitimde fırsat eşitliği sağlanarak, her bireyin potansiyelini en üst düzeyde kullanabilmesi teşvik edilmelidir. Eğitimde sanat ve sporun önemi de göz ardı edilmemelidir. Sanat ve spor, bireylerin sosyal becerilerini geliştirmelerine, sağlıklı bir ruh haline sahip olmalarına ve topluma pozitif katkılar yapmalarına yardımcı olur.
ADALET SİSTEMİ TOPLUMSAL GÜVENİN DAYANAĞIDIR
Adalet sistemi, bir toplumun düzenini ve güvenliğini sağlamada hayati bir rol oynar. Ancak, günümüzde adalet sistemimizdeki yetersizlikler, toplumsal güvenin zedelenmesine yol açmaktadır. Bir suç işlendiğinde, suçlunun cezasını çekmesi, adaletin sağlanması açısından son derece önemlidir. Ancak, ne yazık ki birçok suçlu hak ettiği cezayı almadan serbest bırakılmaktadır. Bu durum, toplumda adalete olan inancı zedeler ve suç oranlarının artmasına neden olur.
Adalet sisteminde yapılması gereken en önemli reform, liyakat esasına dayalı bir sistemin oluşturulmasıdır. Her alanda ve her konuda liyakat olmalı, insanlar adalete olan inancını sorgulamamalıdır. Suç işleyen bireyler, adil bir şekilde yargılanmalı ve suçlarının karşılığını çekmelidir. Ayrıca, adalet sisteminin hızlı ve etkili bir şekilde çalışması sağlanmalıdır. Yargı sürecinin uzun sürmesi, mağdurların adalete olan inancını kaybetmesine neden olur.
TOPLUMSAL BARIŞ VE HUZUR İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Toplumsal barış ve huzur, eğitimin ve adalet sisteminin yanı sıra, birçok farklı faktöre bağlıdır. Toplumdaki şiddet ve öfke, bireylerin stres ve kaygı seviyelerinin yüksek olmasından kaynaklanabilir. Bu nedenle, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için bireylerin psikolojik sağlıklarına da önem verilmelidir. Psikolojik destek hizmetleri yaygınlaştırılmalı ve bireylerin ruh sağlığına önem verilmelidir.
Ayrıca, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin azaltılması gerekmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, bireylerin öfke ve şiddete başvurmasına neden olabilir. Bu nedenle, sosyal ve ekonomik politikalar, toplumsal eşitliği sağlamak amacıyla düzenlenmelidir.
Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için yapılması gereken bir diğer önemli adım ise toplumsal dayanışmanın artırılmasıdır. Bireyler arasındaki bağların güçlendirilmesi, toplumsal huzurun sağlanmasında önemli bir rol oynar. Toplumsal dayanışmayı artırmak için sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin iş birliği yapması gerekmektedir. Ayrıca, toplumsal etkinlikler ve projeler, bireylerin bir araya gelmesini ve birlikte hareket etmesini teşvik edebilir.
GELECEĞE UMUTLA BAKMAK İÇİN
Sonuç olarak, ülkemizin daha aydınlık ve huzurlu bir geleceğe sahip olabilmesi için eğitim, adalet sistemi ve toplumsal barış konularında önemli adımlar atılması gerekmektedir. Eğitimsizliğin ve adaletsizliğin olmadığı, herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu bir toplum hayal ediyorum. Tertemiz bir çevrede koşup oynayan çocuklar, mutlu insanlar, hayvanlar, çiçekler ve böcekler istiyorum. Bir dünya bırakın biz çocuklara, ıslanmış olmasın gözyaşlarıyla. Daha aydınlık ve güzel günlerde görüşmek dileğiyle.