Cepçi şebekler!

Abone Ol

“Cep”çi firmaların ülke topraklarımızdaki şımarıkça cirit oyunları hiç bitmeyecek! Onlara kim “Dur” diyecek de halkımızı kandırmalarının ve sömürmelerinin hesabını kim soracak!?

Heyhat..! “Reklâm yoluyla tüketiciyi kandırmak” eyleminin suç olduğunu herkes biliyorken, GSM şebeke firmaların şebekliği, halkı kandırmaları vıcık vıcık hayatımızda akıp gidecektir… Kuşkunuz olmasın!

Tamam, kabullendik şebekliği… Peki, halkımızın Cep görgüsüzlüğüne ne diyeceksiniz?

“O tarife bu tarife” derken, bir de baktık ki o tarafa – bu tarafa savrulup durmuşuz. Yani sizin anlayacağınız, “Numaranı bize taşı, sonra da otur bir tarafını kaşı” kampanyalarının rüzgârlarında kaybolup gitmişiz…

Ne fena şey! Numara taşımayı teşviklerinin, aslında ahlâksızlık ve “müşteri araklama” olduğunu fark edemiyoruz. Daha da fenası, sömürükçü ülkelerin cepçilik marifetiyle paramızı soymasına göz yumuyoruz. Beterin beteri durum ise, numara taşıma kampanyaları girdabındaki Türk Milleti’nin birbirlerini kazıklıyor olmasıdır!

Falanca cep şirketine ait numarayı filanca firmaya taşıdığınızı kim nasıl bilecek de “diğer hattı” aradığını kim nasıl anlayacak? Sözde arama sinyal sesinde bir tonlama varmış, onu duyunca “başka şirketin hattını aradığımızı” anlayacakmışız!

İşte görgüsüzlüğümüzün ve cahilliğimizin tescili…

Memlekette bir numara taşıma ahmaklığı var ki, akıllara ziyan. O şirketin tarifesi daha uygunmuş, numara taşıyana bilmem kaç GB, bilmem kaç bin SMS hakkıymış, filan…

Öyle ya da böyle, her türlü bu şebekler kazanmayı ve halkımızı kazıklamayı sürdürecektir. Bizde bu akıl olduğu müddetçe daha çok kereler bin bir çeşit numaraları yutmaya devam edeceğiz.

Adamlar bir yerlerimize takmış parmağını, bizi oynatıp hoplatıp duruyor da bir Allah kulu etkili – yetkili çıkıp bu şebekliğe son vermiyor!

Demek ki cepçi şebekelerin şebekliği konusunda içimi tam dökememişim, bakın gördünüz işte cep görgüsüzlüğü konusuna yer kalmadı!

Hâlbuki ben sokak ortasında mesaj çeken, yol ortasında mesaj okuyan, kulağına yapışmış cep telefonuyla caddelerde aheste aheste yürüyen gençliğin görgüsüzlüğünü anlatacaktım. Hattâ yer kalırsa, toplum içinde küfürlü konuşma modasından da tuz-biber yapacaktım!

Olmadı… Kısmet değilmiş. Zaten kimse okumuyor ki..!