Seçim sonuçları her zaman beklentilerimize uygun olmayabilir ve bu durum bizi kırgın hissettirebilir. Ancak, sonuç ne olursa olsun hayat devam ediyor. Hiçbir siyasi tercih veya sonuç, yaşamın temel gerçeklerinden daha önemli değildir. Bizler bir arada olma ve dayanışma gerçeğine sahibiz, bu da herhangi bir siyasi sonuçtan daha üstündür.
Hayat sandıktan ibarettir ve bu gerçeği unutmamak önemlidir. Ancak, günümüzde yaşamı sadece sandıkla sınırlayan bir anlayış var ki, bu bizi dar bir yaşam algısına hapsediyor. Artık daha kullanışlı, daha özgür ve daha ileriye taşıyıcı bir yaşama ihtiyacımız var. Daraltılmış bir "ben" anlayışı yerine, birlikte ileriye doğru yol alabilecek bir vizyona sahip olmalıyız.
Dünyamız hızla değişiyor ve dönüşüyor. Her an yeni bir şeyler oluyor ve bu durum bizi sürekli olarak ileriye taşıyan bir yapıya ihtiyaç duyuyor. Ama maalesef, bazı kişiler ve sistemler hâlâ aynı kalıpları tekrar ediyor ve değişime direniyorlar.
Yaşamımızı gasp eden, değersizleştiren ve ileriye gitmemizi engelleyen her türlü yapıya karşı daha fazla direnmeliyiz. Bu yapılar sadece bizi geriye iter ve yaşanabilir bir hayattan uzaklaştırır. Bu nedenle, daha özgür, daha adil ve daha ileriye taşıyıcı bir sistem ve kişilere ihtiyacımız var.
Ülkemizde yaşanan ayrışma ve bölünme, hepimizi etkiliyor. Kazananlar ve kaybedenler arasında sürekli bir döngü içindeyiz. Ancak, bu döngüyü kırmak ve değişime yol açmak bizim elimizdedir. Bu değişim ve dönüşüm sürecinde, özgürlük ve adalet duygusunu ön planda tutmalıyız.
Ülkemizin ve insanlarımızın geleceği için değişim kaçınılmazdır. Bu değişimi gerçekleştirmek ve ülkemizi dönüştürmek için azimle çalışmalıyız. Çünkü, değişmeden ve dönüşmeden ileriye gitmek mümkün değildir.